NEFES AL
BİR, İKİ, ÜÇ
İLİŞKİLERDE DENGEYİ YENİDEN BULMAK
Bir solukta aldığı nefesini yavaşça vermeye çalışıyordu;1,2,3…
Şu anda sakin tepki vermek istiyordu ama bu olayda nefes alıp vermek de onu sakinleştirmemişti. Banyoya gitti, elini yüzünü iyice yıkadı. Yetmedi ve tekrar tekrar yüzüne soğuk su çarptı. Aynaya baktı; yorgun ve bitkindi.
“Yine mi İlker?” dedi içindeki ses...
Kendisine mi acısın yoksa kocası İlker’e mi kızsın bilemedi.
Eğlenceli Başlangıçların Sessiz Bedeli
Selma
evli, iki çocuk annesi bir kadındı. Meslek lisesinin moda tasarım bölümünü bitirmişti. Annesi onu çok uyarsa da ilk aşkı, yakışıklı ve eğlenceli
komşu oğlu İlker’le liseden sonra hemen evlenmişti. İlk başlarda eğlenceli ve
bol kahkahalı bir hayat yaşamıştı ama kısa süre sonra eğlence ile karın
doymadığını anlamıştı. O da terzilik yaparak eve katkı sağlıyor, hem de
hayalindeki evi satın alabilmek için ufak ufak para biriktiriyordu.
Eşi İlker ise gençliğindeki havailiği hiç bırakmamış, iş konusunda da benzer
davranmıştı. “Şuradan çok kazanacağız, buradan zengin olacağız, bu sefer
oldu.” diyerek dört kez sermayesi olmadan iş kurmuş, birçoğunda daiflas etmişti.
Her iflastan sonra borçları Selma’nın birikimleriyle ödeyip ardından da “Bu
defa da olmadı. Olsun bir daha deneriz.” demesi de cabasıydı. Selma terzilikten
kazandıklarıyla evi geçindirmeye çalışıyordu.
İlker’in abisi, yeğenlerine ve Selma’nın yaşadıklarına üzülüyordu. Son yaşadıklarından sonra İlker’e yanında çalışmayı teklif etti. “Gel yanıma kardeşim, birlikte çalışalım.” dedi. Selma çok mutlu olmuştu; İlker’in abisi ticareti çok iyi bilirdi. Küçücük tekstil atölyesini yavaş yavaş büyütüp geliştirmişti. Yanında çalışanlarıyla on hane için ekmek kapısı olmuştu o küçük atölye.
İlker düzenli işe alışık değildi. İşe geç geliyor, ustalardan öğrenmeye gelince sanki patronmuş gibi davranıyordu. O her şeyi herkesten çok biliyordu. Bir yandan da hâlâ kısa yoldan para kazanmanın yollarını aramaya devam ediyordu. Çalışanlara da bunu tavsiye ediyordu. Bunu fark eden abisi bu durumdan rahatsız oldu ve artık onunla çalışamayacağını söyledi.
Son Damla; Kapıdaki Tebligât
Selma o gün işten eve geldiğinde kapıda yine bir tebligât vardı. Alacaklıların gönderdiği geçmiş borçların ardı arkası kesilmiyordu. Selma’nın o gün öğrendiği borç bu kez hayli fazlaydı. İlker bu kez de aynı cevabı veriyordu: “Tamam, oldu bir kere! Neden bu kadar kendini paralıyorsun? Senin ev için biriktirdiklerini bankaya veririz, borcun çoğu kapanır. Biraz da abim verir. Ne yapalım, bu da yaşanacakmış.” dediğinde ipler iyice koptu. Selma sinir krizi geçirecek noktaya gelmişti.
Bu Kez Olmayacak İlker
Bu kez Selma İlker’in
deneme yanılmalarına izin vermeyecekti. Borcu yapan İlker’di; sonuçlarına tüm
aile katlanıyordu. Bu sefer öyle olmayacaktı. Selma İlker’e süre verdi. Bu süre
içerisinde düzenli para kazanacağı bir iş bulmasını, borçlarını ödemesiyle
ilgili bir plan oluşturmasını ve tüketimlerini de borçlar bitene kadar
neredeyse sıfırlamasını istedi. Böylelikle ailesi ve evliliği yeniden
toparlanabilecekti.
İnsan öğrenebilen bir canlıdır ve öğrenirken deneyim transferi yapabilir. Ama
İlker hep deneyip yanılmayı seçmişti. Ama bu kez bir şeyler değişmeliydi.
Yeniden Başlamak
Selma’nın
bu söyledikleriyle İlker o gece pek uyuyamadı. Selma söylediklerinde haklıydı.
Duygularıyla verdiği kararlar yüzünden defalarca aynı hatayı yapmıştı. İlker o
günden sonra iş aramaya başladı, yüzüne kapanan her kapıdan sonra evine eli boş
dönüyordu. Bu olumsuzluklar devam ettikçe İlker geçmişte yaptıklarından hem
utanıyor hem de üzülüyordu.
Bir süre sonra düşük maaşlı bir iş buldu. Yaşadığı olumsuzluklarda bu kez dış dünyayı suçlamayı bırakmış, sadece çalışmaya odaklanmıştı. İlker azın
bereketini fark etmeye başladı. Önceleri tüm kazancı borçlara gitse de
kazancından ufak ufak biriktirmeye başladığında bu mutluluğu hiç tatmadığını
fark etti. Selma da hatalarını düzeltmeye çalışan eşini destekliyordu. İlker
harcamalarında ve isteklerinde dününe göre daha dengeli hareket etmeye
başlamıştı.
İlker yaşadıklarının nedenini hiç düşünmemişti. İnsan hatasında ısrar etmek yerine hatasını anlar ve ondan ders çıkarırsa, ona göre bedeller ödemeye başlarsa her şeyi değiştirebilirdi.
Bazen yaşadığımız olumsuzluklar insanı bir dönüm noktasına getirir. Ya her zamanki sebepleri oluşturmaya devam ederiz ya da yeni sebeplere yöneliriz. Ve böylelikle hayat yepyeni bir pencere açar önümüzde.
İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar…
Eylemleri de bu isteği kovalar...
Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.


Seçimleri değiştirince yeni kapıların açılacağını bilmek iyi geldi:)
YanıtlaSilHerkesin bu hayatta ödeyeceği bedelleri tabiki vardır. Ödenmeyen her bedel hem sahibine hem de çevresindekilere yük olur. Kaleminize sağlık 🍉🤗
YanıtlaSilİnsan her yerden dönebilir yeter ki ümidini kaybetmesin...elinize sağlık..
YanıtlaSilHayatımızda isteklerimizi kontrol etmediğimiz de yaşadıklarımız ...
YanıtlaSilÇok bizden bir yazı teşekkürler
İnsanın yaşadıklarından ders alabilmesi için hatasının bedelini kendisinin ödemesi çok önemli sanki... Elinize sağlık
YanıtlaSilİnsan davranış değişikliği yapmadan sonucu değiştiremez. Hatırlatıcı yazınız için çok teşekkürler
YanıtlaSilDüğünden daha iyi olmak için çabalamak insanın kendine yapabilecrgi en büyük yatırımlardan 😊
YanıtlaSilEmeğinize sağlık güzel bir yazı olmuş..
İnsan yaşadığı olaylarda sebep sonuç değerlendirmesi yaparsa hatasının kaynağını bulabilir ve pişman olursa oluşturduğu yanlış sebepleri düzeltebilir. Yoksa insan hayatına, hata tekrarlarıyla başkalarına kambur olarak devam eder. Bu da sonunda kişiyi yalnız kalmaya sürükler.
YanıtlaSilBende kendi deneyimimi, anlatmak istiyorum ama, bu deneme yanılma uzun yıllarımı ve benden sağlıgımı aldı, keşke daha önceden bilseydim, sürekli eşimle kavga ediyoruz ve eşim çok öfkeli ama asla kabul etmiyor, bende tiroid kanserini atlattıktan sonra, bende de ani öfke patlamaları oluyor, hayatımız resmen kısır döngü içine girdi ve, sürekli ayrılma kararı alıp ama, ayrılamıyoruz, çünkü ikimizde , ayrılmak istemiyoruz ama çözümde bulamıyoruz, her türlü tedavi aile danışmanı vesayre felan, son çırpınışımızdayken, Rabbim, nasip etti ve kim kimdir seminerinde, kendimi ve eşimi tanıdım, ve bu bütün sorunlarımızı çözdü elhamdülillah, artık hiç tartışmıyoruz Elhamdülillah
YanıtlaSilBir insan kac kere iflas etmeli ki !Gercegi öğrenmek için ne kadar vaktimiz var??Ellerinize sağlık🍉
YanıtlaSil''İnsan hatasında ısrar etmek yerine hatasını anlarsa, ders çıkarırsa
YanıtlaSilve bedel ödemeye başlarsa her şeyi değiştirebilir.''
O kabule geçiş, o eyleme döküş ne kadar kıymetli.. Kapıları açacak farkındalıklar.
Kaleminize sağlık💐