Bİ SADE HAYAT LÜTFEN!
Sabah alarmın sesiyle gözlerini açtı. Hava o kadar kapalıydı ki acaba yanlış saate mi alarm kurdum diye düşündü. Yataktan kalkıp perdeyi araladı ve yerlerin ıslak olduğunu gördü. Demek ki gece yağmur yağmış, gün içinde de hava yağışlı mı olur diye hava durumuna baktı. En iyisinin evden tedbirli çıkmak olduğuna karar verdi. Ne de olsa bir şemsiyesi vardı, daha alalı birkaç ay olmuştu. Çekmecesini açtı şemsiyesine baktı ama bulamadı. Halbuki çekmecesine koyduğuna ne kadar da emindi. Biraz odasını aradıktan sonra fazla oyalandığını ve işe geç kalacağını fark etti.
Hızlı hızlı hazırlanmaya çalışırken bir yandan düşünüyordu. Şemsiyeyi ararken karıştırdığı çekmecelerinde ne çok unuttuğu eşyası vardı. “Onları ortaya çıkarayım da kullanayım, varlığını unutmuşum resmen.” diye içinden geçirdi. Bir yandan da huzursuz oldu, o çekmecelerin içinde neler yoktu ki… Her açtığında ruhu daralır ve geri kapatırdı. Bir yanda geçen sene birinin ona hediye ettiği bir defter, bir yanda lastikler, ayakkabı parlatıcısı, çeşit çeşit anahtarlık, kullanmadığı saç bandı, heves edip aldığı ama daha hiç kullanmaya vakit bulamadığı örgü şişleri, ayakkabı çekeceği, mezura ve belki birine hediye verirken kullanırım deyip atmaya kıyamadığı kurdeleler. Hepsi tamamdı da aynı çekmecede tornavidanın ne işi vardı? “Buraları bir düzene sokmam gerek, mezuraya ihtiyacım olsa orada olduğundan dahi haberim yok resmen” dedi. Her zaman evin bu düzensizliği nedeniyle işe geç kalırdı. “Biraz düzene koyabilsem keşke!” dedi. Kapıyı çekip çıktı.
Aslında bir süredir bu durumdan rahatsızdı. Buzdolabında nereden geldiğini ve içinde ne olduğunu dahi hatırlamadığı, arka raflara doğru sıkıştırılmış kavanozlar vardı. Mutfak çekmecesinde “Belki sunum yaparken kullanırım” diye aldığı ama hiç kullanmadığı farklı şekillerde sebze soyan aletler, çeşit çeşit limon sıkacağı… Halbuki, kullanırken eli sadece bir tanesine gidiyordu ama yine de belki kullanırım diye kıyıp da diğerlerinden vazgeçemiyordu. Bunları ortaya çıkarayım da kullanayım diye düşündü ama acaba kullanmamamın sebebi çekmecelerde saklı kalması mı, yoksa ihtiyacımdan fazlasına sahip olmam mı?” diye düşündü...
İhtiyacından fazla eşyanın aslında ona yük olduğunun farkındaydı.
“Belki kullanırım” deyip aldığı her şey
hayatını kolaylaştırmaktan
ziyade zorlaştırıyordu. Evinin düzeninden sonra zihni hayatında yaşadığı
olaylara gitti. Hayatı da tıpkı çekmecesi gibi, yarım kalan işler, çok
fazla gündem ve karışıklık içindeydi. Her şey nasıl birbiriyle bu kadar
ilişkiliydi?
İş yerinde patronun verdiği tüm işleri “Ben yaparım.” Derdi. Sonra da o işlerin hepsi birikir dağ gibi olurdu. Hangisine yetişeceğini bilemezdi. Sonuç hep hüsran olurdu. Oysa hemen yan masasında çalışan mesai arkadaşının çekmecesi, masası ve işleri takip etme süreçleri o kadar düzenliydi ki. Her şeyi vaktinden önce tastamam hazırlayabiliyordu. Arkadaşlarıyla buluşacağı zaman bile herkesle değil de sadece planlı davet tekliflerine vakit ayırıyordu. Fakat kendisi arkadaşları bir yere davet ettiğinde bile hiç düşünmeden “Evet!” demesi işleri iyice karmaşık hale getiriyordu. Çok plansız yaşadığını fark etti. Arkadaşlık ilişkilerinin bile ne kadar karmaşık olduğunu, kime nasıl davranacağını, hayatının neresine koyabileceğini henüz oturtamamıştı. Her an her yerde olmaya çalışıyordu aslında. Etrafı o kadar çok insanla dolup taşıyordu ki… “Dostu kim düşmanı kim?” anlayamıyordu. İşinde ve özel hayatında başarılı olmak için insanlarla bir arada olmak yeterli sanıyordu. Ama bir terslik vardı sanki…
Hayatımdaki “karışıklığın nedeni ne”
diye düşünmeye başladı. Hayat koşturmacası içinde bir şeylere yetişmeye
çalışırken acele davrandığını ve bu nedenle ertelediğini fark etti. “Şimdi çok acelem var daha rahat bir zaman da
hallederim.” dediği o kadar çok an olmuştu ki hayatında… “İnsanın ne zaman boş
vakti oluyor ki! Hayat hep bir koşuşturma içerisinde geçiyor. Demek ki her
seferinde boş vaktimde yaparım diye ertelediğim işler dağ gibi büyümüş.” sonucuna
vardı. Oysa o an yapsa ne çekmecesi ne zihni bu kadar karışacaktı. Bunları
düşünürken işe gitmek için evden çıkmış ve işyerinin oradaki kahveciye uğramıştı.
“Belki de hayatımdaki karmaşaları ve gündemleri sadeleştirmeye çok daha
basitten, çekmecelerimden başlamalıyım.” diye düşündü. O sırada ne içmek
istediğini soran garsona “Bi sade hayat lütfen!” dedi. Ne söylediğini siparişi
almak isteyen kızın ifadesinden fark edince “Kusura bakmayın lütfen, bi sade
kahve demek istemiştim.” dedi…
Evet ya az biraz sadelik. Tşkler
YanıtlaSilSüper gerçekten hayretler içerisinde okudum
YanıtlaSilO kadar beni anlatıyor ki az kalsın bu yazıyı da okumayı ertelryecektim :) okuyunca fark ettim.
YanıtlaSilGerçekten ne çok zorlanıyoruz her şeye yetişeyim derken• deneyimsel tasarım öğretisi seminerlerine katıldıktan sonra bahsettiğiniz kargaşalarım %80 azaldı. Yola devam
YanıtlaSilMerhabalar. Dtö seminerleri bu konuda faydalı mı?
YanıtlaSilEvet faydalıdır. Deneyimsel tasarım öğretisi seminerlerine katildiginizda hayatinizin her alanındaki problemlerinize çözüm bulabilirsiniz.
SilBen bu seminerleri aldıktan sonra çocuklarımla aram düzeldi. Mesai arkadaşlarımla daha kaliteli ilişkiler kurar hale geldim...
SilArtık hayatı bir gömlek yukarıdan yaşıyorum. Çok teşekkür ederim hocalarıma deneyimsel öğretiye.
Öncelikle böylesine anlamlı ve güzel bir yazı yazdığınız için kaleminize sağlık diler, karmaşık hayatlarımızı sadeleştirmenin farkındalığına hatırlattığınız için teşekkür ederim. Bir solukta okudum başarılar dilerim.
YanıtlaSilSanki kendimi okudum ta ki deneyimsel öğretiyi öğrenene kadar öyle idi oysa şimdi,sade hayat kendini tanımak.Teşekkürler
YanıtlaSilÇok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş
YanıtlaSilSadelik rahatlık demektir, kaleminize sağlık
YanıtlaSilGerçekten insanın üzerine düşünmesi gereken bir konu, bir sade hayat lütfen ! Günümüzün hızlı tüketiminin aslında bizi nasıl tükettiğini yüzümüze vuruyor. Harika bir yazı tebrik ediyorum 👏🏻
YanıtlaSilBazı kısımlar o kadar ben ki. Daha geçen gün mezurayı buraya koymuştum nereye gitmiş olabilir ki demiştim :) Yazıyı okuduktan sonra ne çok biriktirip farketmeden kendime yaşayacak alan bırakmamışım dedim, kalktııım çekmecelerimden birini temizledim :)
YanıtlaSilSanırım hepimizin ihtiyacı olan bir şey sadelik:)
YanıtlaSilO eşyayı kullanıyorsan tamam kalsın ama kullanmıyorsan sana yük. Doyduktan sonra yediğin her lokma sana yük çöpe döksen de yük. Atmaya kıyamadığımız vermeye kıyamadığımız ama hiç de kullanmadığımız bu eşyalar evde bereketimizi kaçırıyor...
YanıtlaSilAyriye akgül
YanıtlaSilHayatımızda ne kadar sade bir kahveye ihtiyacımız var
Meğerse işleri de hayatı da zorlaştıran insanın kendisiymiş :) Çok samimi ve içten duygular satırlara dökülmüş... Güzel bir farkındalık oldu. Teşekkürler...
YanıtlaSilO çekmece bir tek bizim evde var sanıyordum :)))) demek her evde var. Gerçi eskiden çekmeceydi, şimdi ardiyelerimiz var. Kullanmadığımız eşya mezarlıkları. Tüketimimiz arttıkça iş, çekmeceden, odaya döndü… ağlanacak halimize gülüyoruz
YanıtlaSilSana kolay gelenden başla , yeterki başlamış ol :)
YanıtlaSilİnsan her gelen şeyin kendisine sorun çıkartmak için geldiğini sanıyor. Oysa başka bir öykü varmis. Verilen kadar verilmeyen de koymetliymis. İsteğime uyumsuz görünen hayrına imiş.
YanıtlaSilEvet güzeldir sade olan… sadeliktir güzeli ortaya çıkaran…
YanıtlaSilYazıyıp beğenip sadeleşmek isterken aynı isteği takı konusunda gösterememek :) o ben işte. Takıp takıştıran ben sonra da sade takıları beğenen ben… bi sade inci olsa 😊
YanıtlaSilSade hayat mutlu hayat umarım sadeleşebiliriz.
YanıtlaSilKaleminize sağlık günümüz sorunlarını anlatan güzel bir yazı olmuş 🌱
Ben de bir sade hayat istiyorum lütfen.... Kendimden kesitler bulduğum yine güzel bir yazı...
YanıtlaSilTemizliğe önce kendimizden mi başlamak gerekir diye düşündüren bir yazı okudum sanki :)
YanıtlaSilEmeğinize sağlık gerçekten çok güzel bir yazı olmuş. Farkındalığı artıran ve insanın kendine itiraf edemediklerini gösteren bir yazı…
YanıtlaSilSadeleşmek gerçekten çok değerli ❤️ Tebrikler
YanıtlaSilAh ne zor bu düzeni oturtmak. Gereksizlikten kurtulmak. İnsan hep aynı tuzağa düşerek yaşantısını kaosa sürüklüyor.
YanıtlaSilBende bi aade alayım 😊
YanıtlaSilNe kadar sadeyim onu düşündüm…Teşekkürler…
YanıtlaSilKaleminize sağlık…
Bir insan neden telaş eder hiç düşünmüyoruz 🙁 neyin telaşı ?
YanıtlaSilBir sade hayat...
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı. Ellerinize sağlık
Sade bir hayat, sadelik kadar güzel bir şey var mı? Sadelik=Huzur
YanıtlaSilKaleminize sağlik.
Her şeye yetişmeye çalışırken, yerinde saymak ah ne acı bir durum
YanıtlaSilO zaman yarım kalan işlerimizi tamamlıyoruz , kullanmadıklarımızı elden çıkarıyoruz,her konuda beyazlaşıyoruz...İnşallah
YanıtlaSilEmeğinize sağlık, İstanbul insanı çok hızlı yaşıyor, gün içinde nefese odaklanmak huzuru, dinginliği, farkındalığı, sağlığı artırıyor. Hayat farkında yaşanırsa güzel... 🌹
YanıtlaSilTamda bugün yada diğerleri ne olcak ya bu kadar karman cormanlık cekmeceler hınca hınç dolu ,araba bagajı yarı gardorop gibi…sade hayat lütfen
YanıtlaSil