VARKEN DE YOKKEN DE NİYETİN NE?
Bir
varmış bir yokmuş insan…
Kelebek
misali bir anlık ömründe… Ne ekerse onu biçermiş...
Emeği kadar güzelleşirmiş bu hayatta.
Ya
emek harcar, çiçek açar ya da tembellik yapar yan gelir yatar.
Evvel
zamanlardaki insanlar ile şimdiki insanlar arasındaki fark ne olabilir? Develer
tellal pireler berber değil artık…
Neler
değişti su gibi akıp geçen zamanda?
İnsanın
yaptıkları, çevre …
Kısacası
yaratılan her şey değişti ve dönüştü.
Dünya son bulana kadar da devam edecek.
Peki,
hangi yönde ve nasıl devam edecek?
Ve
biz bunun neresinde yer alacağız?
Biz
mi dünyaya ayak uyduracağız, dünya mı bize ayak uyduracak?
Hangisinden
gerçekten kârlı çıkar insan? Neye bakmalı?
Anlık
keyiflere mi yoksa geriye dönüp baktığında elinde kalanlara mı?
Toplamda kazanmak isteyen bu oyunu nasıl oynamalı?
İnsanın
dünyadaki şartları irdeleyerek kendine doğru bir yön vermesi gerekmez miydi?
Yoksa
dünyanın akışına kapılıp “anı yaşamak” akıl kârı mıydı?
En
başta ne yapmalıydı insan?
Niyetlenmeliydi…
Niyetlenmeden
davranışa dökülmüyordu ya iyilik ya da kötülük öyle değil mi?
İnsan kendi yönünü de rengini de ilk önce niyetiyle belirler.
Niyetin
ne?
İyilik
mi?
İyi
bir insan olmak mı?
Başarılı
bir öğrenci olmak mı?
Dinamik
bir çalışan olmak mı?
Yoksa
yan gelip yatmak mı?
Rahatını
bozmadan çalışmak, yorulmadan para kazanmak mı?
İnsan
niyeti neyse ona göre hareket eder. Aysu bu notları okuduğunda ellerini
başına koydu ve tekrar düşündü.
“Benim niyetim ne? Ne kadar samimiyim niyetimde?”
Bir
süredir kafasında harika bir projesi vardı ama bir türlü harekete geçemiyordu.
Aklına bir şeyler geliyordu ara ara ama hemen arkasından şöyle cümleler
geçiyordu içinden:
“Bugün
biraz yorgunum… Zaten işe de geç kaldım… Akşam bakarım.”
“İlham gelmiyor… Belki hafta sonu başlarım.”
“Onların
yaptıkları kadar iyi olmayacak…”
“Çok
iyi düşünüp harika bir şey bulmalıyım…”
“Ya kötü olursa? Başarısız olmaktansa hiç başlamayayım.”
Bazen
doğru sesler çıkıyordu;
“Başına
otursan her gün 10 dakika bile baksan bir başlangıç olur!”
Ama tembel tarafı hemen atlıyordu:
“Bugün de dinlen, sonra bakarız. TV’deki popüler dizilere bir göz atalım mı?”
Kendine
çok güzel bir ajanda almış ve ilk sayfasına yapılacaklar listesi oluşturmuştu.
Aradan iki ay geçmesine rağmen ne ikinci sayfayı doldurabilmiş ne de
yapılacaklar listesini tamamlayabilmişti. Tek yaptığı yapılacaklar listesi
yapmaktı…
Ve bu
döngüde zaman akıp gidiyordu.
Aysu bir yandan bu “yarım kalma”
hâline üzülüyor ama diğer yandan kendini “belki
de hazır değilim” gibi düşüncelerle rahatlatıyordu.
Değişmeyen şey ise hayatın durduğu yerde durmamasıydı. Bu hayatta ya ileri gidersin ya da geri…
Peki, öyleyse Aysu ne yapmalıydı? İç sesini dinledi:
“Aslında
insanlara dokunacak ve onları iyiliğe sevk edecek harika bir projem var ama
sanki her defasında onu erteleyen başka biri devreye giriyor.
Belki
de asıl mesele başlamaya cesaret etmek. Mükemmel olması gerekmiyor ki…
Belki
de bugün sadece bir cümle yazmalıyım.
Belki de niyet etmeliyim artık, gerçekten...”
Yukarıdaki
notları okuduktan sonra, hedefine ulaşmak için samimi bir niyet alması
gerektiğini artık biliyordu. Sadece iyi bir insan olmak istemekle bunun için
her gün minicik de olsa bir adım atmak arasında kocaman bir fark olduğunu anlamıştı. Ve içindeki niyeti uyandırmaya karar
verdi.
“Niyetin
ne?” sorusu Aysu’nun aynası olacaktı…
Niyet, yolun başlangıcıdır. İyi niyetle yola çıkmadan, iyi bir yere varmak
zordur.
Hayat bir oyun değil, bir yön belirleme işidir ve bu sorumluluğu kimse bizim yerimize üstlenemez.
İnsan
niyetine göre emek
sarf eder ve yol alır. İlerleyemediğini düşündüğü
noktada önce geri dönüp niyetine bakmalıdır.
Doğru
kapıdan girerek tekrar
niyet etmek ilk adımdır.
Öyleyse hayatımızdaki rollere doğru niyetlerle girip girmediğimizi hiç düşündük mü?
Gerçekten
öğrenmek için mi okula
gidiyorum yoksa sadece mezun olmak için mi?
İşimde gelişmek,
katkı sağlamak ve bir iz bırakmak niyetim var mı?
Bu ilişkide büyümek ve büyütmek mi
istiyorum, yoksa sadece eksiklerimi telafi etmek mi?
Gerçek bağ mı kurmak istiyorum, yoksa
yalnız kalmaktan mı kaçıyorum?
Arkadaşlıklarımda gerçekten dinliyor
muyum, yoksa sadece konuşulmak mı istiyorum?
Bu ilişkilere katkım ne, yoksa sadece
fayda mı bekliyorum?
Yardım ederken gerçekten
karşımdakinin ihtiyacını mı gözetiyorum yoksa kendimi iyi hissetmek mi
istiyorum?
Verdiğim şeye bir karşılık teşekkür,
minnet, takdir bekliyor muyum?
Bir varmış insan, bir yokmuş…
Gökten düşen üç elmaya da tam talip
olacakken durmuş… Düşünmüş… Niyetimi toparlamak, elmayı kapmadan önce ikram
etmek için neyi bekliyorum?
Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır...
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder...
Dolasıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur...
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
Emeği kadar güzelleşirmiş bu hayatta. Çiçek açma niyetiyle..
YanıtlaSilİnsan ancak niyeti kadar samimi …
YanıtlaSilNeler değişti su gibi akıp geçen zamanda?
YanıtlaSilNiyet ederek yol almak…
YanıtlaSilYazı ile bir daha bize bir farkındalık verdiğiniz için teşekkür ederim 🌿
Gerçekten neyi neden yapıyoruz bu bizi yolda tutan şey
YanıtlaSil"Niyet, yolun başlangıcıdır. İyi niyetle yola çıkmadan, iyi bir yere varmak zordur."
YanıtlaSil"İnsan niyetine göre emek sarf eder ve yol alır. İlerleyemediğini düşündüğü noktada önce geri dönüp niyetine bakmalıdır."
İnsan nasıl başlamalı sorusuna çok güzel ihtiyaç gideren bir yazı olmuş... Teşekkürler :)
Hayattaki tüm niyetlerimi sorgulatan bir yazı oldu. Elinize sağlık
YanıtlaSilİnsann, ne kadarda az düşünüyor.
YanıtlaSilSeçimi iyilikten yana olanlara, teşekkürler 💞
Teşekkürler👏
YanıtlaSilİnsan bir işi mükemmel yapmak isterken bir bakmış ki o işe hiç başlayamamış...
Her gerçek heybesinde bir bedel taşır
YanıtlaSilEr başlamanın, niyetle eylemin arasında zaman koymamanın kıymetini içeren bir yazı olmuş. Emeklerinize ve kaleminize sağlık ෆ
YanıtlaSil"Niyet, yolun başlangıcıdır. İyi niyetle yola çıkmadan, iyi bir yere varmak zordur. "
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş 💫
Hakikaten insan bir var bir yok hayatta, doğru niyetlere tutunmak ne kadar kıymetli💐
YanıtlaSilKaleminize sağlık..
ameller niyetlere göre derler ya.... niyet tazeleyip yola devam....
YanıtlaSilİnsanın kendinden çıkıp gerçekten karşısındaki odaklanabilmek zor olabilse de ne kadar da kıymetli 🌼
YanıtlaSilAna kapı niyet... Evet niyetim ne?
YanıtlaSilYoldan sapınca yapacağımız en kıymetli şey - niyet tazelemek… anladım 🤔
YanıtlaSilİlaç gibi yazı...Elinize sağlık...
YanıtlaSilEn çok bana temas eden cümle 'bu hayat oyun değil bir yön meselesi'.. oldu... Aslında ne kadar kolaylaştırılmış.. Yön netlestiginde gerisi tefarruat aslında...
İstemekle, istediğin şey için her gün minicik adımlar atmak arasında çok büyük bir fark var... muazzam bir cümle...
YanıtlaSilSamimiyet, niyet ve emek... Ana kapıdan doğru girmek dileğiyle. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilNeler değişti su gibi akıp geçen zamanda?
YanıtlaSil