BIRAK KENDİNİ RÜZGARA

BIRAK KENDİNİ RÜZGARA

Koskoca bir hafta sonunu temizlikle geçirmiş olmanın yorgunluğu üstüne bir de kendisine kızarak oturdu koltuğa Aysun.

BIRAK KENDİNİ RÜZGARA

Her temizlik sonrası sanki karşısında birisine söyler gibi homurdanırdı kendisine. Homurdanırdı homurdanmasına da bilirdi boşuna olduğunu da. Bir türlü kurtulamamıştı bu temizlik ve düzen hastalığından. Bu yüzden değil miydi gittiği her yerde sorun yaşaması. Kaçıncı tayin istemesiydi hatırlamıyordu. Yorgun ama bir o kadar da kendisine kızgın, telefonu aldı eline. Sosyal medyada gezerken son dönemlerde merak saldığı sağlık videolarından bir tanesine tıkladı.

Bilimsel çalışmaların yanıldığını anlatıyordu video. Yıllardır, gebe kalmak için en hızlı sperm ile yumurtanın birleştiği söylenmiş ve anlatılmıştı tıp fakültelerinde. Oysa yapılan çalışmalar, en hızlı olanın değil, yumurtanın frekansı ile uyumlu olanın bu yarışı kazandığını ileri sürüyordu. “Yumurta ile spermin uyumlu olması da ne demek?” Aynı videoyu birkaç kez üst üste izledikten sonra, çocukluğundan beri duyduğu cümleler çınladı kulağında: “Alışmak zorundasın, uyum sağlamak zorundasın, akışına bırak, uyumlan” Çocukluğundan beri uyumsuz olduğuna dair aldığı onca uyarılar, yediği azarlar, dinlediği nasihatler bir film şeridi gibi geçmişti gözünün önünden. Herkesin yediği tabaktan yiyemez, misafirlikte herkesin su içtiği bardaktan da su içemezdi. Deniz kenarında ya da oyun parkında ayağına kum girdi diye sinirlenir, oynamayı bırakıp temizlenmeye giderdi.

Sonra da böyle temizlik hastası olmuştu işte. Temizlik, titizlik, düzen, simetri ne ararsan vardı onda…  

Balkona çıktı ve karşısında dizilmiş olan Toros dağlarını izlemeye başladı. Ne zaman efkarlansa, memleket hasreti burnunun direğini sızlatsa aynı pozisyonda bulurdu kendisini Aysun... Akşam olunca poyraz rüzgarı eser, ne var ne yok savururdu her şeyi.

BIRAK KENDİNİ RÜZGARA

Hatta ilk taşındığı günlerde çok zorlanıyordu. Gündüz çok sıcak, ama akşam rüzgarın sesi güçlü bir çığlık gibi içini ürpertiyordu. Karşı komşusu Salih amca her sabah kerahat vaktinde yürüyüşe gider, dönüşü Aysun’un işe gidiş vaktiyle denk gelirdi. İlk günlerde dayanamayıp sormuştu Salih amcaya Aysun.

-Salih amca, bu rüzgar normal mi, balkonda her şeyi uçurdu yine dün akşam. Sesi, sanki bir çığlık gibi uykudan uyandırıyor beni.

Salih amca sağlam bir kahkaha attı ve ardından;

+Bak Aysun kızım, memleketimizin poyrazı meşhurdur. Yoksa burada yaşayamazsın zaten. Anneannem rahmetli derdi ki, “Eserse yıkar geçer, esmezse yakar geçer.”

Poyrazı olmasın, burada yaşam daha da zorlaşır. Sıcaklık günlük hareketimizi etkileyecek seviyeye çıkar, dışarıya çıkamaz insanlar. Sen kendini alıştırsan iyi edersin poyramıza.

Burada evler yapılırken de, tarlalar ekilirken de, pazara tezgah açılırken bile poyraza göre konumlanırız.

Sevimli bir minikten bahseder gibi bahsediyordu poyraz rüzgarından.

Aldığı cevap çok hoşuna gitmemişti o gün Aysun’un.

-Öyle şey olur mu canım, bir rüzgar mı yön verecek benim hayatıma? Adamlara bak, her konuda rüzgara göre hareket ediyorlar. Yaşanır mı bu memlekette, görev sürem dolsun hemen giderim. Geride kalanlara Allah sabır versin diyerek her zamanki gibi burun kıvırıp devam etmişti yoluna.

Şimdi bakınca ağaçlar mesela rüzgardan şikayetçi değil gibiydiler. Rüzgar nereye eserse o yana eğiliyorlardı.  Bu da aslında hepsinin rüzgara uyumlu olduğunu göstermeye yeterdi. Kendisinin uyumsuz olduğu dünyada her şey birbiriyle uyumluydu onun dışında.  Dağ kıvrımlarıyla, ağaçlar rüzgarla, rüzgar iklimle, iklim bölgeyle, bölge poyrazla, poyraz yaşam koşullarıyla…

BIRAK KENDİNİ RÜZGARA

Uyumsuz oldukça şikayetlerinin arttığını da fark etti. Sahilde gezersen ayakkabına kum girerdi, ağaçların altına oturursan böcek düşerdi elbet. Şimdi anlıyordu ki Doğanın tüm gerçekliğine karşı direnmişti yıllarca. Bütün kainat insanoğlunun konforuna hizmet ederken, neden insanoğlu halinden bu kadar şikayetçi…

Sonra balkonunda dalgalanan Filistin bayrağına takıldı gözleri. İçinin sızladığını hissetti bir an. Gözlerinden akan yaşları sildi,

“Ahh canım Gazze…

Aylardır seni ayakta tutan, tüm dünyaya insanlık dersi verdiren savaş koşullarına, koşulsuz şartsız uyum sağlamanmış…

Bu gerçeği bu kadar geç fark ettiğim için özür dilerim…”

Bundan sonraki yeni başucu cümlesi belliydi; bırak kendini rüzgara, eserse hızlandırır, esmezse sen koşarsın…




Neden,

Sıradışı bir ilmin,

Sıradışı keyiflerin,

Sıradışı ortamın,

Sıradışı ilişkin,

Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?

Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?

Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Eserse hızlandırır, esmezse sen koşarsın... Ne kadar güzel bir yazı. Uyumlandıkça şikayet azalıyor ve bu anlayana müthiş bir konfor... Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Bundan sonraki yeni başucu cümlesi belliydi; bırak kendini rüzgara, eserse hızlandırır, esmezse sen koşarsın…
    Harikaymış😉

    YanıtlaSil
  3. Uyumsuz olan her şey yok olmaya mahkumdur.....
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. eserse hızlandırır esmezse sen koşarsın ne güzel bir motivasyon... insan sonunda nihayetine varacaktır her şekilde.

    YanıtlaSil
  5. Hayatta her şeyin her şey ile ilişkili olduğunu ne güzel dökmüşsünüz hocam..👏 kaleminize sağlık🌸🦋

    YanıtlaSil
  6. Her şikayet çözümden uzaklaştırıyor

    YanıtlaSil
  7. uyumlanmayanın başına gelenlere bakarak en büyük strateji uyumlanmak olmalı... Hayatta ilk uyumlanan kazanır derler.... Doğru sözü daha çok uygulamak dileği ile...

    YanıtlaSil
  8. Demek ki her şey bizim faydamıza işlenmiş. Demek ki şikayet edince bunu göremez olmuşuz. Şükürlü ve rüzgarına uyumlulardan olabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder