SAMİMİ GÜLÜMSE
- Orta taraftaki ahşap çerçeveleri
kap gel Nevzat.
+ Altın varaklı olan mı usta?
Ahmet Usta; tam 40
yıldır yıldız pasajının alt katında hizmet veren çeşit çeşit çerçevelerin boy
boy aynaların olduğu mütevazi bir dükkân işletiyor. Yüzündeki çizgilerden anlaşıldığı
kadarıyla meşakkatli bir hayatı var. Sanki ruh dünyasında yaşadığı zorlukların somuttaki
karşılığı gibi simasındaki olgunluk. Ben buraya iki hafta önce İzmit'teki
imalathaneden getirilen 50 x 150 cm ebatlarında bir boy aynasıyım. Odasının en
güzel köşesini bana tahsis edip sabahları kıyafet seçimlerini yapmak için beni
satın alacak kombin meraklılarını bekliyorum. Bu küçük dükkânda günler hareketli
geçiyor, tahminimden çok müşteri girip çıkıyor. Kanımca ticaret hayatı Ahmet
Ustayı seviyor.
Şu devirde ayna olmak da zor! Beni karşılarına alan kadınların çoğu birbirinin kopyası gibi. Tek tip yüz yapısı, kaydıraklı burunlar, alnı aşıp saç diplerine doğru yola çıkan gergin kaşlar, daha neler neler. Eskiden böyle değildi, görüş açıma giren kişilerin duygu dünyalarını şıp diye anlıyordum. Şimdilerde sadece gözlerinden fark edebiliyorum üzgün mü, neşeli mi, benimle bakışmakta olan kişi.
Ne tuhaf! Herkes zamanın çok çabuk aktığından şikayetçi son yıllarda. Ancak benim mesai saatlerim hiç bu sitemi doğrulamıyor. Saatlerce karşımda; süsleneceğim diye vakit geçiren mi dersiniz, değişik kombin denemelerini podyumda sergiler gibi önümde poz verip geçen mi. Bizim sektöre kadınların ilgisi yoğun tabi o yüzden gözlemlerim daha çok onlar üzerine. Şimşekleri üzerime çektiğimin farkındayım; ancak gerçekler acıdır, acılar gerçek. Hele sosyal medya ile dış görünüşün daha bir kıymete binmesi aynalar dünyasına olan rağbeti arttırdı. Sosyal medya fenomenleri reklamlarımızı paylaşıp duruyorlar. Ben bu kez bir erkek kuaförüne konuk olmak istiyorum. Düşünsenize duvarları boydan boya bizimle kaplanmış, sade dekoru olan mahalle berberine uğrayacak profilleri. Of ne eğlenceli olurdu. Zira bıkkınlık geldi; kendini olduğundan farklı gösteren, mış gibi davranan yapmacık insanlara hizmet vermekten. Yüzlerine yerleşen sahte tebessümle saklayabildiklerini düşünseler de paçalarından akıyorlar mutsuzluk. Takındıkları maskeler perdeleyemiyor var olan gerçekleri, onlarınki biraz çocuk avutmak gibi.
Sahi neden bu kadar süsler
ki insan bir şeyi; diye bir düşünce sardı son günlerde beni. Şunu fark ettim: Kendi
gibi olmak insana dayanılmaz bir acı veriyor olmalı. Öbür türlü kolay kolay bunca
çabaya girişemez insan. Mevcut durumundan rahatsız ise kişi bir hedef
belirlemeli kendine. Çünkü olmasını istediği hale dönüşebilmek için gerçekçi
çözümlere ihtiyacı var. Galiba insanoğlu hedef doğrultusunda farklılaşma zahmetine
katlanmak istemiyor. Sabah saatlerini harcayıp özenle boyadığı yüzünü,
bigudilere sarılı saçlarını; akşamın verdiği nasıl olsa kimse beni görmeyecek rahatlığı
ile bir çırpıda siliveriyor. Sonrasında gün başlayana dek kimse bana prim
vermiyor. Bu döngü bir gün kırılacak
diye umutla beklemekteyim. Samimi gülümseyecekleri…
İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar…
Eylemleri de bu isteği kovalar...
Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.



Soyut güzellikler aynalara ihtiyaç duymaz... Elinize sağlık
YanıtlaSilAllah razı olsun 🌸
SilKaleminize sağlık 🌷
YanıtlaSilYüzlerine yerleşen sahte tebessümle saklayabildiklerini düşünseler de paçalarından akıyorlar mutsuzluk...
YanıtlaSilÇok hoş bir Yazı olmuş elinize sağlık
Kaleminize sağlık
YanıtlaSilUmutla beklemekteyim:)
YanıtlaSilSamimi olmak haysyın her alanına nüfus eden bir ağ gibi, aynadaki haline de yansıyor, kimseler yokken ki haline de, garip garip işler😉
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam
YanıtlaSilKendi gibi olmak insana dayanılmaz bir acı veriyor olmalı. Okurken hem büyük taş geldi sanki :) hem de keyif aldım, emeğinize sağlık
YanıtlaSilİlk önce aynadaki yüzümüze sonra da karsimizdakilere samimiyetle gülümsememiz dileğiyle..
YanıtlaSilİnsan gerçekten neye dönüşmek istiyor?
YanıtlaSilGerçekçi çözümlere ihtiyaç var…
Kalemize sağlık :)
Çok samimi bir yazı elinize sağlık
YanıtlaSilgerçekçi çözümler için sorunu fark etmek önemli... farkındalık için teşekkürler :)
YanıtlaSilKendi gibi olabilmek...
YanıtlaSilEskiden ayna ayna söyle bana benden güzeli var mı bu dünyada diyen tek bir kötü kraliçe varken şimdi hemen hemen herkes o kraliçe gibi enaniyet sahibi olmuş durumda. Insanin insana ayna olmasi temmenisiyle elinize sağlık hocam. Bize de bir ayna oldunuz
YanıtlaSilİnsan kendinde de karşısında da gerçeği görmek istemediği için oyalanıp durur gerek bir düşünceye körü körüne inanarak gerekse de bağlandığı bir insanda görmek istediği şeye -o o insanda olmasa da.. çok güzel yazı ,insana samimiyeti düşündürüyor.
YanıtlaSilVarsay ki Aynasın :)
YanıtlaSil