NEYİ İŞARETLESEM?

NEYİ İŞARETLESEM?

Her şeyin üst üste geldiği bir zaman dilimiydi. İş yerinde projenin son teslim tarihi, sonunda gitmeye karar verdiği doktor randevusu,  çocukların okul telaşı...

"Bu kadar şey neden üst üste gelir? Bir insan bu kadar şeyle başa çıkabilir mi?" diye söylendi kendi kendine.

NEYİ İŞARETLESEM?

Koltuğa oturup şöyle bir düşündü. Nasıl yapsam bu kadar işin içinden çıkarım diye mırıldandı kendince. Ümitsiz bir halde televizyon kumandasındaki kırmızı tuşa bastı. Her zaman olduğu gibi belgesel kanalı çıktı karşısına.

Ünlü bir iş adamının hayat hikayesini anlatan bir belgeseldi bu.

“Asıl mesele sıkışıklıkta ne yaptığındır.” diyordu ünlü iş adamı. Büyük başarılarını her şeyin üst üste geldiği zamanlarda elde ettiğinden bahsediyordu.

Belgeseli izlemeye devam etti Dilek ve sonra izlediklerinden de yola çıkarak düşünmeye başladı.

İnsanoğlu neler yapabileceğinin farkında değil. İşin sırrı, ümidini kaybetmemekte gizli.  Ümitsizlik insanoğlunun başarısının önündeki en büyük engel. Muhteşem bir yaradılışa sahibiz ve maalesef bunun pek farkında değiliz. Çünkü seçenekler çok hayatımızda. Bu olmazsa o, o olmazsa şu, şu olmazsa bu olur diyoruz.

O ise “Başarmak zorundaydım, başka bir seçeneğim yoktu…” diyor.

Başarılı hangi insanına, giderseniz, buna benzer cümleler duyarsınız. Çünkü insan ancak seçeneksiz kaldığında potansiyelinin farkına varabiliyor.

Bütün imkanlarımızı seferber ettiğimiz çocuğumuz, nasıl “okumak zorundayım” diye düşünebilir ki?

Ebeveynleri bütün problemlerini çözen bir genç neden problem çözmek için uğraşsın?

Her düştüğünde elinden bir tutan olursa kalkmayı öğrenebilir mi insan?

Peki onca imkanın içinde kendimizi seçeneksiz bırakmak nasıl olabilir?

Nelerden vazgeçebiliriz, hiç düşündük mü?

NEYİ İŞARETLESEM?

Vazgeçişlerimiz bizi daha iyiye götürecekse, neden zorlanırız ki?

Daha iyinin ne olduğu konusunda kafamız karışmış olabilir mi?

Acaba hayat amacımızdan mı vazgeçiyoruz yoksa amaca ulaşmamızı engelleyen şeylerden mi?

Çocuğum benim için bir amaç mıdır yoksa asıl amacım bana emanet edilen bir varlığı kendisine fayda verecek şekilde doğru yetiştirmek mi olmalıdır?

İşim benim için asla vazgeçilemeyecek olan bir kapı mıdır yoksa asla vazgeçemeyeceğim şey ne olursa olsun çalışmaya devam etmek midir? Buna limon satmak veya taşın suyunu çıkarmak da dahil…

Halbuki insan ne zaman kendisini amacına götürecek şeyleri amaç edinmeye başlarsa o zaman sıkıntı yaşar. Kısa olan insan hayatı, hiç bitmeyecek gibi gelir o ara… Hep yaşayacağız, hiç ölmeyeceğiz gibi…

Hep yaşasaydık hayatın bir anlamı kalır mıydı?

Ya da hep gündüz olsaydı gündüzün bir adı olur muydu?

İnsan geçip gideceğini unutmasaydı, bu kadar tutunur muydu kendisine sunulan imkanlara?

Her imkânımız olsaydı, o imkanlara ulaşmanın konforunu yaşayabilir miydik?

İnsanoğlu kazanç oldukça sevinirken, kayıp oldukça üzülüyor…

Acılardan rahatsız olurken, keyiflerden hoşlanıyor…

Oysa başarı ve başarısızlık, acı ve keyif, hayat ve ölüm hepsi de insanlar için değil mi?

Halden hale durumdan duruma geçip durmuyor muyuz bu hayatta? Her biri ayrı bir soru gibi değil mi bizler için?

Tıpkı testini çözüp sınıfını geçmeye çalışan bir çocuk gibi değil miyiz?  

O soruların bir parçası değil mi etrafımızdakiler?

Kimisi için varlığı, kimisi için yokluğu, kimisi için azlığı, kimisi için çokluğu…

NEYİ İŞARETLESEM?

Bazen zor bazen biraz daha kolay, bazen çözdükçe keyif veren bazen çözemedikçe sıkıldığımız sorular…

Hepsi de hayatta daha iyi bir kendimiz olsun diye var...

Peki sen daha iyi sen için, hangi seçeneği işaretlerdin?

 

 

 

Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır...

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder...

Dolasıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur...

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. İşin sırrı ümidini kaybetmemekte, o zaman testi çözmeye devam :)
    Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  2. Hepsi de hayatta daha iyi bir kendimiz olsun diye var...

    Hayat sıkışıklığı bit üst lige çıkabilmemiz için gönderiyor bizde şikayet ediyoruz..
    Ne güzel düşündürücü bir yazı
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Hepsi de hayatta daha iyi bir kendimiz olsun diye var...
    Kaleminize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  4. Neye ragmen neyden vazgeciyoruz?

    YanıtlaSil
  5. Peki onca imkanın içinde kendimizi seçeneksiz bırakmak nasıl olabilir? Zihnimde dönüp duruyor bu cümle, hem çok ağır hem çok hafif🤔

    YanıtlaSil
  6. seçeneksiz kaldığında potansiyelinin farkına varabiliyor insan, çok keyifli bir yazı olmuş teşekkür ederiizz

    YanıtlaSil
  7. Daha iyi bir kendimiz... Ne kadar güzel bir cümle oysa biz hep daha iyi çevremiz için uğraşmıştik...

    YanıtlaSil
  8. İnsan ancak seçeneksiz kaldığında potansiyelinin farkına varabiliyor.

    YanıtlaSil
  9. En doğru seçeneği bulmak için elimden geleni yapardim

    YanıtlaSil
  10. daha iyi kendi için hayatın bana vereceği karşılığı beklerken sabır ve şükürle bekleyen bir kendi...

    YanıtlaSil
  11. İnsan geçici hayatın içinde takılıp kaldığında problemini çözemiyor. Her şeyin geçici olduğunu bilmek büyük bir konfor.

    YanıtlaSil
  12. Düşünmek gerekir...

    YanıtlaSil
  13. “Her imkânımız olsaydı, o imkanlara ulaşmanın konforunu yaşayabilir miydik?” Ne kadar da doğru bir soru..

    YanıtlaSil
  14. Ümit ederek ve hedefe kitlenip o yönde sebepler oluşturduğunda işte o zaman mucizeler oluyor. Hz. Hacer'in öyküsü gibi...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder