Mesaj Yükleniyor!

Mesaj Yükleniyor!

Soğuk algınlığı nedeniyle doktorun verdiği 5 günlük istirahat raporu bitince Ayşe işe başladı. Hâlâ kendini halsiz hissediyor ve gözleri üzerine çekecek kadar sert öksürmeye devam ediyordu. Hasta olmak için yaz mevsimini mi bekledin diye arkadaşları dalga geçiyordu… Evet aylardan mayıstı ama mevsim yaz değildi ki… Hâlâ kombiler çalışıyor, montsuz dışarıya çıkılmıyordu. Hastanelerin kalabalığı haberlere bile konu olmuştu. Çoğu haber kanalnda soğuk algınlığı, nezle, grip vakalarındaki artış konuşuluyordu. 

Mesaj Yükleniyor!

“Bir tuhaflık var bu işte?” diye düşündü. Mayıs kışa dönmüştü ama Ocak ayında da yaz mevsimini yaşamışlardı adeta. Ocakta küresel ısınma var diyenler Mayıs soğuğu yüzünden şaşkına dönmüşlerdi. Var olduğundan bu yana kendi düzeninde devam eden doğaya bir şeyler olduğu kesindi.

Doğada her zaman  bir döngü vardır. Kışlar bahara, gece gündüze döner ve döngülerin hiç biri de bir anda gerçekleşmez. Çayın demlenmesi gibi tüm süreçlerin de bir demlenme dönemi vardır. Sadece doğada değil hayatımızda da böyledir.

Bebek doğmadan önce yaşanan hamilelik süreci…

İşe başlamadan staj süreci….

Düğün öncesi nişan süreci…

Tüm canlılar da bu süreçlere uyum sağlar. Çünkü uyum sağlamadan hayatta kalamaz. Bu canlıların tek istisnası da insandır. İnsan neredeyse her süreci kendine uydurma çabası içine girer.

İnsan geceyi aydınlık, gündüzü karanlık yapabilir…

Soğuk varsa ısıtmanın, sıcak varsa soğutmanın yolunu bulur.  

Mesaj Yükleniyor!

Böyle iken insan isterse en iyi uyum sağlayan da olabilir. Ekvator kuşağında yaşayanların evleri, giysileri, yedikleri yaşadıkları yere tamamen uyumludur. Keza kutup ve çöl bölgelerinde de insan hem uyum sağlayıp hem de konfor üretebilir.

Her şeye rağmen insan uzun süredir doğanın dilini konuşmayı unuttu. Bunu doğanın bize verdiği karmaşık mesajlardan anlayabiliyoruz. Çünkü bir şeyler ters gidiyor artık. Uzun dönem kuraklık yaşarken birden yağmur yağıyor ve sel felaketleri yaşanıyor. Fırtınalar  ve kasırgalar meydana geliyor… Yazın ortalamanın üstünde soğuk hava, kışın ise anormal sıcaklık değerleri yaşanıyor. Dengeyi bozanın insan olduğu aşikar, çünkü insan yoksa doğa bir süre sonra dengesini rahatlıkla buluyor. İnsan ise şartları kendi lehine çevirmeyi seviyor. İneklerin karbon salımını dert edenler arabanın, soğutucuların ve ısıtıcıların çıkardıkları ile pek o kadar ilgilenmiyor…

Ormanlar yok edilip yerlerine çok katlı kocaman binalar dikiliyor.  Doğanın verdiğini yeterli bulmayanlar daha fazla verim almak için bitkilerin ve hayvanların genlerini değiştirebiliyor…

“Nüfus çoğalıyor! Kaynaklar yetmeyecek.” diyebiliriz… Peki ihtiyaç fazlası tüketimini devam ettiren insan doğanın mesajını ne kadar daha görmezden gelebilir?

Mesaj Yükleniyor!

Bunları düşünmek Ayşe’ye yeni bir pencere açtı. İnsan ancak zararı kendine dokunduğunda bir şeye ses çıkarıyordu. Çünkü bu kadar şeyi düşünen insan bir başkasının yaşamı için kendi kılını kıpırdatmayabiliyordu… Dünyanın birçok yerinde hâlâ ülkeler sömürülüyor… Bu da yetmiyormuş gibi herkesin gözü önünde masumlar öldürülüyor. Adına savaş denen katliama dur denmiyor. İnsan her konuda kendi lehine olurken başkası için aynısını yapmakta zorlanıyor. İnsanoğlu mesajları almakta neden zorlanıyor?

 



İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar…

Eylemleri de bu isteği kovalar...

Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Nüfusun çoğalması mesele değil belki , kontrolsüz arzularımız daha önemlidir .

    YanıtlaSil
  2. İnsan uyumlandığında çok iyi bir yönetici iken doğaya karşı olduğunda en fütursuz düşmana dönüşebiliyor. sonuçta her yaptığı dönüp dolaşıp kendisini buluyor. keşke bilebilseydik...

    YanıtlaSil
  3. İnsan ancak zararı kendine dokunduğunda bir şeye ses çıkarıyor...

    YanıtlaSil
  4. Emeğinize kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. herkesin hasta olduğu bu dönemde çok bilinç açıcı bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. Kleminize sğlık

    YanıtlaSil
  7. "İnsanoğlu mesajları almakta neden zorlanıyor" denilince akla şu geliyor acaba hangi mesajları almakta zorlanıyor hangileri kolaylıkla algılıyoruz? Üzerine düşünülesi


    YanıtlaSil
  8. Çok anlamlı bir yazı olmuş, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Gazze bize boşuna gösterilmiyor. Almamız gereken o kadar ders var ki.. Görebilene..

    YanıtlaSil
  10. mesajı veren var da alan var mı? çıkarına geldiği gibi davranan insanoğlu - arkada neyin neyle ilişikli olduğunu bilseydi - ya da anlasaydı işler buraya varır mıydı acaba? //

    YanıtlaSil
  11. Gerçekleri görmeye gözünü kapamak kolay olan yol aslında, Görebilenlerden olmak dileğiyle 🌺

    YanıtlaSil
  12. Hem zarar vermek hemde zarardan şikayet etmek insana özgü olsa gerek…

    YanıtlaSil
  13. dünya acil mesajı veriyor ama insanlık daha acil mesajı veriyor... bozuluyoruz...

    YanıtlaSil
  14. Bugüne kadar o kadar çok mesajı kaçırdık ki... Mesajları görüp algılayacak kadar bilinç açıklığı dilerim herkese...

    YanıtlaSil
  15. İnsan gerçeği görür ama egosu kabule yetmez

    YanıtlaSil
  16. "Dengeyi bozanın insan olduğu aşikar, çünkü insan yoksa doğa bir süre sonra dengesini rahatlıkla buluyor."

    YanıtlaSil
  17. "İnsan ancak zararı kendine dokunduğunda bir şeye ses çıkarıyordu." Peki, neden?

    YanıtlaSil
  18. Eskiler buna feraset mi diyor, üst düzey algılayabilme marifeti. O zaman hayat ne konforlu olurdu

    YanıtlaSil

  19. “Doğanın verdiğini yeterli bulmayanlar daha fazla verim almak için bitkilerin ve hayvanların genlerini değiştirebiliyor…”

    Çok anlamlı bir cümle…
    Çok faydalı bir yazı oldu teşekkür ederiz🌿

    YanıtlaSil
  20. Nüfusun fazlalığından kaynakların yetersiz olduğundan memnun olmayan insanlar, ihtiyaç fazlası tüketimleri konusunda neler yapabilir?
    Yazı için teşekkürler 🌼

    YanıtlaSil
  21. İnsan kendini öyle üstün görüyor ki bana dokunmayan yılan bin yaşasın tarzında yaşam sürüyor. Ama yılanın fıtratı belli gün gelir sana da dokunur işte o zaman belki de çok geç olur...

    YanıtlaSil
  22. İnsan önce problemi kendi yaratıyor sonrada başkalarını suçlu görüyor. Sanki kendi yaptığı değilmiş gibi... Sonrada çözümü bu diye birşey ortaya atıyor bunla da övünüyor. Bu arada bunu seyredenler ona da hak veriyor.

    YanıtlaSil
  23. ihtiyaç fazlası tüketimini devam ettiren insan.. Ne güzel bir yazı olmuş, emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  24. Emeğinize sağlık…insan kendi odaklı yaşadığında mesajları da göremez oluyor. Oysa insan başkasının ihtiyacını giderirse kendi ihtiyacı gideceğini bilmiyor…

    YanıtlaSil
  25. Hâlâ isteklerine paralel hareket eden insana ne söylesen boş

    YanıtlaSil
  26. “Mesajınız var” diye bipliyor tabiat, tıpkı bu yazıda anlatıldığı gibi. Israrla görmezden geliyoruz, tıpkı değiştirmek için harcayacağımız emeğin devam ettirmek için harcadığımız emekten fazla olduğu her durum gibi.?

    YanıtlaSil
  27. Mesajları görmek nasip olsunnnn

    YanıtlaSil
  28. İnsan istiyor ki herşey kendisine göre dizayn olsun,ah insan ne bencil egon var..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder