KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM

KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM

Kavurucu sıcakların yaşadığı bir gündü, Mahmut köyde tarımla uğraşan, toprağı ilmek ilmek işleyen bir çiftçiydi. Her sabah erken kalkıp tarlasına bakar, sebze ve meyvelerini özenle yetiştirirdi. Ne var ki, Mahmut’un gözünde daima daha fazlası vardı. Her geçen gün, biraz daha fazla ürün yetiştirmeyi, daha büyük ve verimli tarlalar almayı hayal ederdi.

Bir gün, köyün en zengin çiftçisi olan Zeynel Bey, Mahmut’a geldi ve ona bir teklif sundu: "Eğer seninle işbirliği yaparsak, büyük bir kazanç elde edebiliriz. Sen tarlanı büyüt, ben sana finansal olarak yardımcı olurum ama kazançtan da pay alırım." dedi.

Mahmut büyük bir heves ve heyacanla, Zeynel Bey’in önerisini kabul etti. Başka ne yapacaktı ki, hayalleri gerçek oluyordu.... Tarlasını büyüttü, ürünleri çoğalttı ama Mahmut’un gözü hala daha fazlasındaydı. Zeynel Bey de her geçen gün ona daha fazla iş yapması için baskı yapıyordu. Mahmut’un aklındaki tek şey ise daha fazla kazançtı.

Bir süre sonra yaptıkları yeterli gelmediği için kısa yoldan daha fazla ürün almak için ona göre aklına harika bir fikir geldi. Tarlasına daha fazla kimyasal gübre ve ilaç kullanarak, tarlasının doğanın dengesini bozmaya başladı. Tarlası anlık olarak daha verimli olmuştu ama toprak eskisi gibi değildi.

Zeynel Bey, Mahmut’a bir gün gelip "Artık kazancını arttırdın aman dikkat et, bu kadar aceleci olmanın bedelini ödeyeceğiz. Sürece zarar verdin ve bu bize zarar olarak geri dönebilir." dedi.

Mahmut, Zeynel Bey’in söylediklerini dikkate almadan bildiğini okumaya devam etti... Tarlasında üretim arttıkça, daha fazla para kazandıkça daha fazla hırsı arttı... Zamanla tarlasındaki verim düştü, toprak tükendi ve doğal dengenin bozulması yüzünden ürünler hastalanmaya başladı....

Ne yapması gerektiğini bilemeyen Mahmut durumdan hiç de memnun değildi. Gittikçe borçları artmaya başlamış ürün tedarikçilerinde ürün memnuniyetsizliği ile ilgili şikayetler gelmeye başlamıştı. Halbuki eskiden az ama lezzetli mi lezzetli ürünleri ve bereketli bir yaşantısı vardı. Sonuç hırsı onu bu duruma getirmişti. Tarlasını eski haline getirmek ise yıllarını alacaktı...

İnsan bu hayatta kestirmeden gitmeye çalıştıkça yolları uzar. Çok şey yapıp ettiğini düşünürken emekleri boşa çıkıverir. İnsan hesap etmez ama hayat o kurnazlığı tahsil edeceği günü bekler.  Mahmutlar Ahmetler Ayşeler Fatmalar… İsimler değişse de öyküler değişmez, öyle ya herkesin kendi ettikleri kendisini bulur…

Neden,

Sıradışı bir ilmin,

Sıradışı keyiflerin,

Sıradışı ortamın,

Sıradışı ilişkin,

Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?

Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?

Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.