ZEHRA ÖĞRETMEN – 1

ZEHRA ÖĞRETMEN – 1

“Süt kovası”

 Bir süredir günlük tutuyordu ve okulda işlerini bitirip oturduğu bir gün yeni bir sayfa açıp yazmaya başladı.

ZEHRA ÖĞRETMEN – 1

Adım Zehra, küçük bir köyde öğretmenlik yapıyorum. Öğrencilerimin yanı sıra köylüler de öğrencim gibi bana danışır oldu. Bu hem beni mutlu ediyor hem de korkutuyor. Ya yanlış bilgi verirsem?

Ya benim yüzümden bir sorun çıkarsa? Bu düşüncelerle zihnim iyice karışıyor. Danışılan veya birilerini yetiştiren biri olmak büyük sorumluluk öyle değil mi? Bana emanet edilen çocuklara ilk yazıp çizecekleri kelimeleri öğretmek, hayata hazırlamak, farkındalığı yüksek ve kendini geliştiren, toparlanan kişiler haline getirme görevi hem heyecanlandırıyor, bir taraftan da kendileri için iyi şeyler yapmaya onları nasıl ikna edeceğim diye kara kara düşünüyorum…

Sonuçta hayatımızda birçok önemli karar alırız. Bu kararları alırken hatayı minimuma indirmek için de iyi düşünüp çaba sarf ederiz. Ağır bir yükü kaldırabilmek için kaslarımızı çalıştırmamız gibi. Nasıl o kas gücü bizde yoksa o ağırlığı kaldıramıyoruz, dolayısıyla alacağımız karar ne kadar önemli ise düşüncemiz de o kadar detaylı olmalı.

Hayatımızın içerisinde bizim için önemli insanlar var. Bu nedenle ve onlarla her gün yeni bir oluşun içindeyiz. Çocuğumuzda, eşimizde veya işimizde, bir hata görünce düzeltmeye çalışırız. İyi olsun, mutlu olsun, her şey tıkır tıkır işlesin isteriz. Bunu yaparken de sanki karşımızdakini değiştirebilme yetkimiz varmış gibi davranırız, konuşur dururuz. Biz söyleyince, uyarınca, bağırınca düzelecek zannederiz. Hiç öyle olmaz, hatta bizim olmadığımız yerde işler yine başa döner. Bir sihirli değnek olsa ve herkesi düzeltse diye düşünürüz…

Ah işte o sihirli değnek bende yok. Türlü türlü şeyler yapıyorum ama yine de arpa yolu boy alamadığım çok an oluyor. Bir çarpım tablosunu bile zar zor öğretiyorum. İnsan bazen kendi çocuğuna söz geçiremezken onca çocuğu nasıl iyiliğe, daha çok öğrenmeye ikna edeceğim acaba?

ZEHRA ÖĞRETMEN – 1

Yazdıklarını düşünürken söylene söylene eve doğru yürüyordu ki öğrencisi Mert’i gördü. Babaannesiyle birlikte koyunları sağmaya gidiyordu. Mert’in elinde küçük bir kova vardı. Bunun içine ne kadar süt girebilir ki diye düşünüp: “Keşke daha büyük bir şey alsaydın yanına Mert’cim.” diye ekledi. Babaannesi Zeliha teyze ise, “Mert oğlum şimdilik bunu götürüver, babaannen bilememiş bunu alıvermiş, hadi yavrum” diyerek onu önden yolladıktan sonra Zehra’ya yanaşıp “Örtmen Hanım kızım, doğru deyiverdin büyük olsa daha çok olur ama Mert oğlum daha yeni yeni süt sağmaya başladı. Önce bunu dökmeden eve yetiştirsin ki heveslensin, görsün ki yapabiliyor, böyle böyle güçlenecek kınalı kuzum benim. Hadi gel, çay demlediydim, içelim bir bardak?”

Zeliha teyzenin söylediklerinden hem etkilenmiş hem de biraz utanmıştı. Bir süt kovası nelere kadirdi. Teklifi reddetmek de olmazdı tabii. Bakalım Zehra teyze ona daha neler söyleyecekti?

 

Devam edecek...

 

 

Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır...

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder...

Dolasıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur...

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. basiti önemsemek dedikleri şey bu olsa gerek.... Azı küçümsememek... ah bir bunu hayatıma alabilsem daha ne isterim.

    YanıtlaSil
  2. Eski insanları daha iyi dinlememiz gerekiyor sonra da yeniyle harmanlayıp öyle devam etmek…

    YanıtlaSil
  3. ufak ufak yapacaklarımıza bir başlasak aslında kimsenin sihirli değneğine ihtiyacımız yok... elinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Güçleneceğiz 🌸

    YanıtlaSil
  5. Yetiştirmek ile büyütmek arasındaki fark üzerinde düşünülmesi gereken güzel bi yazı🌷

    YanıtlaSil
  6. İnsan bu hayatta hem öğretmen hem de öğrenciyiz...

    YanıtlaSil
  7. bir anda bir şeyi yapar hale gelmez insan ama karşısından hemen ister hale gelebiliyor... biraz zaman tanımak, güçlenmesine izin vermek ne güzel olur...

    YanıtlaSil
  8. her şeyi düzeltmeye çalışan ben aynı "daha büyük kaba koysaydın" diyen sesimi duydum sanki... kendimi düzeltmek zor olduğu için başkalarına söylemek daha kolay geliyor olabilir mi?

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel yerlere değinilmiş…
    Kaleminize sağlı... k 🍀

    YanıtlaSil
  10. "Nasıl o kas gücü bizde yoksa o ağırlığı kaldıramıyoruz, dolayısıyla alacağımız karar ne kadar önemli ise düşüncemiz de o kadar detaylı olmalı."

    YanıtlaSil
  11. Az aslında çoktur...

    YanıtlaSil
  12. Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  13. Hayat mesajlarla dolu okuyabilirsek bize sürecimizi destekleyecek stratejiler duyrulacak gösterilecektir.

    YanıtlaSil
  14. devamını heyecanla bekliyoruz...kleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  15. "Alacağımız karar ne kadar önemli ise düşüncemiz de o kadar detaylı olmalı...

    YanıtlaSil

  16. İnsanın hayatta yaşadığı küçük olaylar, büyük sorularına cevap olabilir…
    Yazının devamını bekliyoruz, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  17. Basiti önemsemek... Metaforal bir aktarımla ne güzel kaleme alınmış...:) Devamını merakla bekliyor insan...
    Kaleminizin gerçeği yazmasını RAB bim daim etsin...🤍

    YanıtlaSil
  18. Devamını bekliyoruz keyifle 🥰

    YanıtlaSil
  19. Öğretmenlik ne kıymetli! Öğrenmeye devam eden öğretmen ise bambaşka bir kıymet. Bakalım Zehra öğretmen Mert’in babaannesinden neler öğrenecek… kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder