Küçük Bir Kararın Büyük Sonuçları

Küçük Bir Kararın Büyük Sonuçları

Lise son sınıfta okuyan çalışkan bir öğrenciydi. Derslerindeki başarısı nedeniyle ailesi onun mühendis olmasını istiyordu. Tabii, sınavda iyi bir puan almak için çalışma temposunu arttırması gerektiğinin farkındaydı. Kıyafet dolabına hedefinde olan üniversitelerin afişlerini asmıştı, gördükçe derslerine daha çok motive olmayı umuyordu…

İçinde çalışmasını geciktiren, çalışmak için daha çok zamanı olduğunu söyleyen bir ses vardı. Dışarıdaki ses de abisiydi, onu uyarmış; “Nasıl başlarsan öyle gider, araya boşluk koyma.” demişti. Abisi Selim doğru bir seçim yapmış ve hedefine ulaşmıştı. Emre de sınav öncesi onun deneyimlerinden faydalanmak istemişti. Aslında çalışma planı hazırdı. Ancak henüz dönemin başlarıydı ve yazdan kalma günler yaşandığı o vakitlerde odaya kapanmak pek de kolay olmuyordu.

 Yine öyle günlerden birinde Emre'nin telefonu çaldı. Arayan çocukluk arkadaşıydı.

“Mahalleden arkadaşlarla bir aradayız. Hadi Emre, akşam buluşalım, biraz eğleniriz.” demişti. Emre, onların bazı kötü alışkanlıkları olduğunu biliyordu. Ayrıca mahalledeki gençler arasında gruplaşmalar vardı ve birbirlerine üstün gelmek için atışmaları çok kolaydı. Bazen başka mahalleden gelenlerle kavgadan döndükleri de olmuştu. Gençler arasında küçük bir kıvılcım yeterliydi büyük bir kavganın çıkması için. Arkadaşının Emre’yi araması da boşuna değildi. Sayılarının kalabalık olması hem eğlence hem de güç demekti onlar için. Akşam için ne karar verecekti? “Gerçekten boş vaktim var mı?” Kendini “Daha sonra çok çalışacağım zaten şimdi bir kereden bir şey olmaz” diye düşünürken buldu. “Hava da çok güzel…” Sonra abisinin dediği aklına geldi; “Boşlukları nasıl doldurduğun asıl vakitlerinden daha önemli.” Sanki sınav şimdiden başlamış gibi geldi ona. “Şimdi başlamazsam ne zaman başlayacağım?” 

Arkadaşlarına bir kere uyumlanırsa daha sonra onlardan sakınamayacağını biliyordu. Emre, zihninde dönen düşüncelerle biraz duraksadıktan sonra arkadaşını arayıp gelemeyeceğini söyleyerek telefonu kapattı.

Sonra hedeflerini düşünerek planını iyice netleştirdi. O gün başladı çalışmaya. İçine bir huzur inmiş gibiydi ve erkenden uyudu. Sabah kalktığında mutfakta heyecanlı konuşmalar duydu. Annesi haberleri açmıştı. Bir mahallede kavga çıktığını ve kavgaya karışan gençlerin lise öğrencisi olduğunu söyleyen spiker birinin üzerinde bıçak bulunduğunu da ekleyince annesinin çığlığı bir anda yükseldi. Yüzünü yıkamadan hızlı adımlarla mutfağa yöneldi. Ekranda gösterilen sokağın kendi sokağı olduğunu görmeden önce bile annesinin sesinden aklındaki kuşkunun haklı olduğunu tahmin etmişti. Emre’nin arkadaşları da o kavganın içindeydi. “Ben de orada olabilirdim.” O an verdiği küçük bir karar, büyük bir korunmaya sebep olmuştu.

Emre anlık kolayına gelen ve hoşuna giden şeyden sakınmayı seçmişti. Hayat da onun uzak durmaya çalışmasının karşılığında, yeni yürümeye başlayan çocuğunu tay tay diye yürütmeye çalışan anne misali hayırda desteğini esirgememişti. Her zaman sonuçları bu kadar hızlı ve belirgin olmasa da insan yaşamı boyunca yaptığı seçimlerle yeni öykülerini tasarlar. Bazen bu seçimler öyle anlara denk gelir ki küçücük bir detay bambaşka kapılar açar…

 

 Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır...

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder...

Dolasıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur...

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.