At Gitsin

At Gitsin

Her sabah olduğu gibi o gün de Sema güne hızlı bir giriş yaptı. Zira yapacak çok şey vardı. İlk iş olarak çocukları okula gönderip etrafı toparladı. Akşam yemeğine küçük kızı köfte istemişti, buzluktaki kıymayı dolap bölümüne aldı, birkaç saate anca çözünürdü. O esnada sebzeliğe göz gezdirdi, brokoli ve ıspanaklar bir iki güne değerlendirilmez ise çürümeye başlayacaklarından, onları da tezgâha alıp sirkeli suya yatırdı.

At Gitsin

Sonra kahvesini alıp salona geçti, her zamanki gibi koltuktaki yerine oturdu. “Bakalım dünyada neler oluyor?” diyerek televizyonu açtı. Her gün duyduğu olayların yanı sıra bugün çevrenin kirliliğinden, ormanların azaldığından, doğanın zarar gördüğünden bahsediyordu haberler. Her ne kadar dünyanın her yerinde insanlar bununla ilgili çalışmalar, mitingler, yürüyüşler yapsa da bunun önüne geçilemiyordu.

Sema da kendince düşüncelere daldı. Birçok kurum ve kuruluşlar konuyla ilgili çalışmalar yapıyor, insanları çevre temizliğiyle ilgili motive etmek için birçok etkinlikler düzenliyordu. Kendi mahallesini düşündü. Sokağa çıkarılan çöpler dağılıyor, bir gün toplanmasa felaket oluyordu. Çöp çıkarma günlerinde konteynırlar adeta taşıyordu. Deniz kenarı ve parklardaki çöpleri gördükçe ağlayası geliyordu. Çocukları her parka gittiğinde yerlerden çöp topluyordu. Birçok çalışmalar yapıldığı halde bu kadar çok çöp olmasının sebebini anlayamıyordu. Herkes birbirini suçluyor, bir sonuca varılamıyordu.

At Gitsin

Neden bu kadar çok atık vardı?

Aslında sebebini anlamak o kadar zor değildi. İnsanlarda son yıllarda inanılmaz bir tüketim çılgınlığı başlamıştı. Tabi tüketimin çok olması da peşinde israfı ve çevre kirliliğini getiriyordu.

Eskiden her şeye ulaşmak bugün olduğu kadar kolay değildi. İnsanlar sahip olduklarıyla idare etmeye çalışırdı. Evine muz alabilen siyah poşete koydururdu, başkası görüp de alamadığı için canı çekmesin diye… Ablaya küçük gelen kardeşe giydirilirdi ve bundan kimse gocunmazdı. Çünkü emeğe verilen bir değer vardı, üretim halinde olmanın kıymeti biliniyordu. İnsanlar elindeki imkânlara göre değil ihtiyaçlarına göre hareket ediyor, tüketimde aşırılıktan kaçınıyordu. Böylelikle kaynaklarını daha etkili kullanıyor, az ama öz harcama yapıyordu. Elindekiler az da olsa onlara yetiyordu.

Şimdi öyle mi? Her gün, her etkinlik için bile farklı kıyafet gerekiyor. Bu gerekliliği kim belirlemiş bilinmiyor ama artık insanlar bunu bir güç gösterisi olarak kabul etmiş durumda. Bir tane değil çeşit çeşit yapılan alışverişin yanında bir de beğendiği şeyin farklı renklerini de alan insan çok…  Çünkü günümüzde firmalar tarafından insanlara sonsuz kampanyalar, taksitler, indirim günleri, fırsatlar sunuluyor ve böylelikle tüketim çılgınlığı destekleniyor. İlk bakışta insanlar için olumlu gibi gözükse de orta ve uzun vadede bu tüketim oranının artması insanların ihtiyaç dışı ürünlere yönelimini arttırdı. Artık imkânların fazla olması insanlara fayda değil zarar veriyor. Böylece hiç kullanmayacağı bir eşyayı belki bir gün lazım olur diye satın alanlar bile var. Atılan ekmekler, yarısı dökülen yemekler, dondurucuda stok yapılıp sırası gelip de tüketilemeyen ve çöpe giden etler…

Karnımızın değil ama gözümüzün açlığı göklere ulaştı ve bunu besleyen sözde moda fırtınası, farklı yemekler hatta yemekte kullanılan altın tozları da cabası ve parlak ışıklar altında müziğin feryadı…

Gerçekten tüketerek mutlu olacağına inanıyor mu insanoğlu?

At Gitsin

Peki neydi bunun çözümü?

İnsan bu hayatta probleminin çözümünü olduğundan başka yerde arar. Yanlış bir yola girdiğinde başka yollara saparak çözüme ulaşacağını zanneder. Oysaki çözüm çok basittir. İnsan önce yanlış girdiği yoldan geri dönmelidir.

Peki ihtiyacımız dışında tüketmemeyi nasıl öğreniriz?

Yorumlar

  1. İnsan tükettikçe tüketesi geliyor. Tüketirken mutlu olmayı hedefliyor ama tüketirken mutluluğunu da tüketiyor aslında. Asıl mutluluk tüketimin tam zıttında...Yani üretimde...Tabi anlayabilene;)

    YanıtlaSil
  2. İnsan maalesef tükettikçe tüketesi olan bir canlı. Buna benim ihtiyacım var mı? Yok mu ? Sormak yerine bir şekilde onu almam lazım diyebiliyor. Her şeyin aşırısı zarar oluncada tüketim çılgınlığına varabiliyor.

    YanıtlaSil
  3. İsraftan kurtulabilmeyi diliyorum

    YanıtlaSil
  4. Çok şeye sahip olduğunda insan mutlu olacağını zannediyor ama öyle olmuyor…
    Yazınız için teşekkürler 🍀

    YanıtlaSil
  5. Hülya Mizrap29 Nisan 2025 02:25

    Kaleminize sağlık ☺️

    Tekrar tekrar okuyup hayatımıza almamız gereken bilgileri kaleme aldığınız için teşekkür ederiz 🌿

    YanıtlaSil
  6. “İnsanlar elindeki imkânlara göre değil ihtiyaçlarına göre hareket ediyor, tüketimde aşırılıktan kaçınıyordu.” Tam olarak nereden başlamamız gerektiğini ne güzel anlatmış yazı. Kaleminize sağlık!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder