ÖYLESİNE YAŞAMAK

ÖYLESİNE YAŞAMAK

2-4-6… Yürürken yerdeki taşları saymaya başladı. “Bu pek iyiye işaret değil.” diye düşündü ve kendi kendine güldü. Son zamanlarda düşüncelere dalıp gidiyordu, hiç de bunun sırası değildi… Sınava şurada kaç gün kalmıştı. Daha çözmesi gereken birçok test vardı. Oluşturduğu bir programı da vardı ve  iyi de gidiyordu ama son zamanlarda kendini hep düşünürken buluyordu. “Tamam çalışıyorum da ne için çalışıyorum?” diyordu… 

ÖYLESİNE YAŞAMAK

Daha hangi mesleği seçeceğine karar verememişti. Okuldaki, dershanedeki öğretmenleri mühendislik üzerinde duruyordu. “Matematik ve fenin iyi durumda denemelerde güzel puan alıyorsun, mutlaka mühendislik.” diyorlardı. İyi de insanın bu konuda iyi olması bu mesleği yapması için yeterli miydi? Ya sonra sevmese ne olacaktı? Ya o meslek ona göre değilse. Sadece okulun istatistiklerini yükseltecek bir değerlendirme olarak mı kalacaktı?  Geçen yılın puan kitapçığına bakmıştı o kadar bölüm vardı ki… Sırf bunların ne olduğunu araştırmak bile zaman alacaktı. Okul gezi organize etmişti ve sınıf ile birlikte üniversiteleri gezmişlerdi, tabi ki iyi eğitim veren okulda okumak iyi olurdu. Mesele bir üniversiteye gitmek değildi ki. O mesleğe ve sonraki sürece hiç ışık tutmuyordu… Mesleklerini nasıl seçtiklerini anne babasına sormuştu. Babası “Zaten babam bu mesleği yapıyordu benim de başka seçeneğim yoktu. O zamanlar gençken başka şeylere kayar gibi olmuştum… Babam da ben bu işyerini boşuna mı buralara getirdim deyince lafını bile edemedim.” diye cevap vermişti. Annesi ise “Ailem pek dışarıda okumama razı değildi. Bizim memleketteki üniversiteye göre karar vermiştim. Sonra tabi bu işi yaptım çünkü okuduğum bölümle ilgili iş olanağı yoktu. Mesele zaten okumuş olmak değil mi?” diye ilave etti. Acaba ben de mi akışına bıraksam diye aklından geçirdi. Çoğu kimsede bunu o kadar önemsemiyordu. Üniversite okuyor okumak yeterli gibiydi. Mezun olur kepini atar sonra da annesi gibi yapardı, demek ki öyle de olabiliyormuş... Yine de içine sinmiyordu… Peki onca zamanını, emeğini boşa tüketmiş olmayacak mıydı? Ne olmak istediğini bilerek hareket etmek daha iyi değil miydi?

ÖYLESİNE YAŞAMAK

İnsanoğlu yaptığı seçimlerin öneminin farkında olmadan ilerler. Hayatının her anında bir seçim yapar. O seçime göre de hayatın akışı değişir. Bir yere varmak için gideceği yolu seçtiğinde, göreceği vitrinler, kokusunu duyacağı çiçekler, karşısına çıkacak insanlar, aşacağı tümsekler, çukurlar değişir.

Bazı seçimler var ki insanın sadece o anda ki karşısına çıkacakları belirlemekle de kalmaz. Hayatının büyük bir bölümünü dizayn etmiş olur. Evlilik, iş, meslek, yaşayacağı şehri seçmek… Zamanının çoğunu birlikte geçirdiği kişiler… Bazen insan bunun önemli olduğunu bilir ama nasıl doğru seçim yapacağını bilmez. Kararsızlıklar içinde bocalayabilir. Bazen de uygun seçimin o olduğunu düşünerek duygusal karar verir. Sonra o kararın getireceklerinden bir haber, kendini  “Aaa, ben bunu hiç böyle tahmin etmemiştim.” derken bulabilir.  Bazen de karar vermeden ilerlemek ister. “Canım ne olacak ki kervan yolda düzülür.” diyebilir. Kervan yanlış yöne gidip de aynı yolu geri dönecekse anda düzülmesinin bir anlamı olur muydu?

Geri başa sarmadan önce kervan hangi yoldan gider ve bu yol nereye varır ya da bu yol nereye varmaz hesap etmek daha iyi olmaz mı? Hangi kervan yolun sonuna kadar varamaz, hangi kervan yolda ayağı taşa takıldığında hareketi bırakır fikri olsa rahat etmez mi insan? Mutlu ve başarılı olması kolaylaşmaz mı?

ÖYLESİNE YAŞAMAK

Herkes hayatında mutlu ve başarılı olmak ister. Buna ulaşan yol da bazen önemsiz görünen bazen çok önemli denen hayatımın seçimi dediği kararlarda. Mesele ise o kararların öngörü ile belirli bir amaç üzere alınmasında. Eğer öyle olmazsa insanın yaşamı sahibinden kaçmış ve başı boş kalmış at gibi sağa sola gider. Hayatı öylesine yaşamak…  Yani nereye ve neden varmak istediğini bilmeden yürünen bir yol… Nasıl insanı mutlu ve başarılı etsin ki?


Neden,

Sıradışı bir ilmin,

Sıradışı keyiflerin,

Sıradışı ortamın,

Sıradışı ilişkin,

Ya da sıradışılarla ilişkilerin olsun ki?

Neden seninle ilişki kursunlar, sana değer versinler?

Sıradan bedellerle ödemede inatçı bir insanın, neden sıradışı bir yaşamı olsun ki?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Günümüzde bir çok insanın, bir çok gencin hayatında bizzat yaşadığı bir örnek üzerinden anlatmanız çok güzel olmuş. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Hayatının her anında bir seçim yapar. O seçime göre de hayatın akışı değişir.
    Çok güzel bir yazı olmuş. Yazarın emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  3. “Bir kere geldim bu hayata!” diyoruz ya hani, bi kere geldiysek gelişigüzel yaşayamayız. Yazanların kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Kendimize getiren bir yazı... Teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. İnsan hayatta bir amacı olmalı ki seçimleri de ona göre olsun. Yaptığımız her seçim hayatımızı dizayn ediyor. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Emeğinize sağlık🌷

    YanıtlaSil
  7. Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil

Yorum Gönder