İNSAN NASIL YETİŞİR?
Sümbül camdan dışarı baktığında her yerin binalarla dolu
olduğunu gördü. Yeni taşındığı bu eve nasıl alışacaktı… Minik oğlu Mert’i bu
binalar arasında nasıl yetiştirecekti.. “Bir
tane bile yeşillik yok şu hale bak…” diyerek sitem etti. Eşinin tayini
çıkmasaydı bu mega şehre gelmeyecekti. Hiç ona göre değildi bu kadar insan,
binalar, trafik… Nasıl alışacaklardı?
Eşi her akşam geldiğinde Sümbül’ü teselli ediyordu. Sümbül ise
daha çok Mert ile ilgilenip onun isteklerini yerine getiriyordu. “Bir tane
evladım var ne isterse onu yapacağım. Ne de olsa üç günlük dünya..“
Mert 3 yaşına yaklaşmıştı ama henüz tam olarak konuşamıyordu. Sümbül oğlu Mert’in ağlamaması için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Mert istediği her şeyi parmağıyla göstermeye kalmadan annesi hemen önüne koyuyordu. Susadıysa su demiyor bardağı gösteriyordu. Sümbül hemen suyu oğluna veriyordu. Oyuncaklarından kırmızı arabasına bayılırdı. Düt düt dediği anda kırmızı arabası önünde beliriyordu. Mert parka gittiğinde yaşıtlarıyla pek anlaşamıyordu. Binmek istediği oyuncağı parmak ile gösterse de onlar Mert’i anlamıyordu. Mert istediğini anlatamadıkça her park dönüşü ağlama krizleriyle bitiyordu. Anneannesi “Erkek çocuk geç konuşur, huysuzdur.” dese de Sümbül oğlunda bir problem olduğunu düşünerek bir pedegoga gitmeye karar verdi.
“Neredeyse 3 yaşı bitecek oğlum hala konuşamıyor. İstediği her şeyi elimden geldiğince yerine getiriyorum. Hatta o ağlamasın diye işaret ettiği her şeyi önüne diziyorum. O kadar ilgilenmeme rağmen neden hala konuşamıyor bilmiyorum. Ne yapmam gerekir?” diye sordu.
“Oğlunuza konuşması için bir boşluk ayırdınız mı? Ebeveynlik
sadece onun ağlamamasını sağlamak mıdır? Hepimizin üzüldüğü zamanlar olmuyor
mu? Ya da ağladığımız zamanlar... Şöyle düşünelim her akşam
yemeğimizi yapan birisi varken biz yemek yapar mıyız? Ya da evimizi temizleyen
birisi varken evi temizleme derdine düşer miyiz?
İnsan tok olduğunda buzdolabının kapağını açar mı? Kim açar buzdolabını? Aç olan insan… Öyleyse insanı harekete geçiren şey o konudaki eksikliğidir. Kıyafeti tertemiz olan bir insan kıyafetini yıkar mı?”
Sümbül’ün gözlerinden pıtır pıtır yaşlar süzülüyordu… “Yani çocuğumu bu duruma getiren ben miyim? Ona konuşması için hiç açlık oluşturmamışım ve ne acı ki problemin onda olduğunu düşünerek size getirdim.” diyerek odadan çıktı.
Hayat hep bir değişim halindedir. İnsan da hareketiyle ya
ileri gider ya da geri gider. Bu nedenle bir konuda duyduğu eksiklik hissi insanı
harekete geçirir. O zaman bir şey çaba sarf eder, adım atabilir olur. O halde tok
insan doymak için çabalamazken her şey önüne sunulan çocukların ya da
hayatımızdaki kişilerin hayatta açlıkları ve açlığını doyurmak için çabaları
olur mu dersiniz?
Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır…
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…
Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
Hayatımızdaki toklukları düşününce bu ataletimiz boşa değil....
YanıtlaSilAçlık yaşatır tokluk öldürür.
YanıtlaSilİnsan açlıklarıyla harekete geçip marifetlenebiliyor🌸
YanıtlaSil" İnsanı harekete geçiren şey o konudaki eksikliğidir" umarım lehimize olan şeylere eksiklik hissederiz..
YanıtlaSilİnsanın açlıkları marifetleriyle ilişkili☺️
YanıtlaSilEksik tamamlama insanın kendi adına yapması gereken bir şey iken biz onu başkaları adına tamamlayınca o insanı bozuyoruz aslında.
YanıtlaSilAçlık insanı geliştirir,harekete geçirir,hareket insanı bereketlendirir,marifetlendirir...
YanıtlaSilBenim kızım da 'bu' diyerek tüm derdini anlatıyor. Ben de annesi olarak her gösterdiğini önüne seriyorum. Sonra internetten bulunduğu ayda kaç kelime söylemesi gerekiyor diye strese giriyorum. Demek sebep benmişim. Öğrenmiş oldum, teşekkürler ☺️
YanıtlaSilAçlık insanı diri tutar, tokluk ise öldürür.. Kaleminize sağlık hocalarım
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı
YanıtlaSilHerkes Kendi lehinde ilişki kurmak istiyor da bunu anda yaşamak isteyen kaybediyor sanki.
YanıtlaSilGünümüzdeki ebeveynlerin en büyük problemine değinilmiş. Ebeveyn yetiştiren demektir. Oysa ki baktığımızda çoğu ebeveyn büyütme derdinde.
YanıtlaSilFarkındalık oluşturabilmesi dileğiyle kaleminize sağlık😊
Kaleminize sağlık
YanıtlaSilBazen insan bir şeyler yaparken niyeti iyi olabiliyor ama sonucu hiç de iyi olmuyor... demek ki her yaptığımız iyilik başkalarının beceri kazanmasını engelleyebiliyormuş...
YanıtlaSil