Ben Ne Dedim Ki?

Ben Ne Dedim Ki?

“Şu anda yaşadıklarım bir kâbus mu? Rüya mı görüyorum?

Yoksa gerçek hayatta mıyım bilmiyorum ama kesinlikle bu bir rüya olmalı!” diye yüksek sesle konuşarak, evde dolanıyordu Saliha.

Her sabah olduğu gibi çocukları okula göndermek için erkenden kalkıp yatak odasından çıkıyordu. Yere bastığında ayağında bir ıslaklık hissetti ve bu ıslaklık gittikçe bir denize girer gibi yükseliyordu.

Ben Ne Dedim Ki?

Mutfağa geldiğinde bir de ne görsün bütün ev sular altındaydı.

“Ah Necati ah... Kaç kere söyledim sana şu kombiyi tamir ettir diye! Bak şimdi görüyor musun başımıza ne işler geldi. Nasıl temizleyeceğim bu suları?”...

Halılar havada yüzüyordu. Bir yandan da çocukların hazırlığını ve işe gitmesi gerektiğini düşünüyordu.

Bugün önemli bir toplantısı vardı, tam vaktinde ofiste olmalıydı. Son zamanlarda çocuklar ve evdeki işlerden dolayı işten izin alıyor veya geç gidiyordu. Bu durumdan yöneticisi de memnun değildi.

Saliha her yaptığı işte çok titiz davranırdı. Titiz olması güzeldi fakat o bu işi biraz daha öteye taşımış, ‘mükemmelliyetçilik’ seviyesine gelmişti. Bu kadar telaşın içerisinde de her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak onu çok yoruyordu.

Mükemmel bir eş, mükemmel bir anne, mükemmel bir çalışan olmak isterken bütün dünyanın yükünü üstüne almış da kimsenin haberi yok gibi hissediyordu.

Eve bir şey alınacağı zaman o alıyor, tamir edilecek bir şey olduğunda Saliha koşturuyordu.  

Kendi kendine düşündüğü bazı zamanlarda; “Herkesin iki kolu varsa benim bu işleri yapabilmek için ahtapotun kolları gibi en az 8 kolum olmalı.” diye söyleniyordu.

Bunları gerçekten neden yaptığını düşünüyordu.

“Amacım yeter ki, kocamı kaybetmeyim ve kavga olmasın, ağız tadımız bozulmasın mı? Yoksa mükemmel eş olup takdir görme isteği miydi?”

Çocukların toplantısı olduğunda, “Aman eşim yorulmasın ben giderim.” diyordu.

İş bir hafta sonu hep beraber kahvaltı yapmak olduğunda bir ekmek istediğinde duyduğu şey;  

“Zaten bütün hafta yoruldum bugün geç uyanacağım, alt tarafı bir ekmek alamıyor musunuz?” oluyordu.  Her işini üstlendiği kişilerden bir şey rica ettiğinde, genelde aldığı cevap buydu. O ise karşılığında sadece içinden “Ben ne dedimki şimdi?” diye geçiriyordu.

Ben Ne Dedim Ki?

İnsan mükemmel olmaya çalışarak değil, kontrolünde olanları yönetebildiği kadar ilerleyebilir.

Mükemmel biri olma rolünü üstlenmeye çalıştıkça, sürekli taviz verdiğinin farkına varamaz. Oysaki her taviz bir sonraki tavizi doğurur. Mükemmellik sıfatı da bu sebeple insana yük olur.

Hayatta başımıza gelenler, bizim oluşturduğumuz sebeplerden kaynaklanır. Bizlerse aksine sonuçlara odaklanırız. Bu sebeple bir problemle karşılaştığımızda şikayet ederiz.

İstediğimiz cevabı alamayınca ise “Ben ne dedim ki?” diye kendimize sorarız.

İnsanın karşılaştığı sonuçlara takılıp şikâyet etmesindense, problemlerine kalıcı çözüm üretmesi onu daha ileriye götürmez mi?

Problemlerin gerçek sebebini görmez ve çözmezsek bugün eşimizden ayrılırız, yarın işimizden... Sürekli bir şeylerden ayrılan ve problemlere sırtını dönen birileri haline geliriz.

Ben Ne Dedim Ki?

Gerçek  olan ise; “Ben nerede hata yaptım da bu olay benim başıma geldi?” diyebilmektir.

Kendimize bu soruyu sorabildiğimizde ise o olayla ilgili sonuç değerlendirmesi yapar, yaşadığımız olayın gerçek sebebini buluruz. Cevap anahtarı elinde olan insan da aynı sorunu tekrar tekrar yaşamadan daha konforlu bir şekilde hayatını sürdürebilir olur.


Milyarlarca insan içinde 'bir' kişinin ne önemi olabilir ki? 

Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!

Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Rabbim her daim sürecini irdeleyenlerden eylesin

    YanıtlaSil
  2. Ne çok söyledik zamanında "Ben ne dedim ki?!" cümlesini. Ne çok attık içimize. Ne çok şey tamir edip ne çok ekmeğe gittik. Şimdi dönüp bakınca arkadamı önüme döndüğümde sadece bir hüzün ... Allah erken fark edebilenlerden olmayı nasip etsin inşAllah

    YanıtlaSil
  3. Ah gözümün önüne gelen masum Salihalar... Halbuki iyi mükemmelden iyidir

    YanıtlaSil
  4. Mükemmelliyetçilik insanı gerçekten yoruyor bir de tamamen mükemmel olamıyoruz ya keşke anlasak

    YanıtlaSil
  5. Bir tanıdığımı anlatıyo bu yazı. Tek farkı adı Saliha değil. Hakikaten her işi kendisi yapan insan çevresini de kendisini de yoruyor. RABbim onlara gerçeği görmeyi nasip etsin🤲🏻

    YanıtlaSil
  6. "İnsan mükemmel olmaya çalışarak değil, kontrolünde olanları yönetebildiği kadar ilerleyebilir." Çok güzel bir yazı olmuş. Emekleriniz için çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  7. kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık hocam🌺

    YanıtlaSil
  9. İnsan kendi kendine yaptığını başka kimse yapamıyor. Problem yaşadığımızda bakmamız gereken kendimiz olmalıyız.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder