UYUYAN GÜZEL
Buz gibi havayı sadece salona
değil ciğerlerine de doldurmak için camdan dışarı sarktı. Havaların soğuması
onu etkiledi, griple boğuşuyordu. Yatacak şekilde hasta olmadıkça da hastayım
demez ve rutin işleyişi bozmazdı.
Bir an birkaç gündür görüşmediği
kardeşi Ebru aklına düştü. Onu görüntülü aradı. Bir baktı ki Ebru’nun saçı başı
dağılmış, ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş. Ayşe merakla “Hemen anlatıyorsun,
ne oldu sana?” dedi.
“Yetişemiyorum abla, ne yapsam olmuyor. Sorun bende mi anlamıyorum. Ne işleri bitirebiliyorum ne kendime zaman ayırabiliyorum. Ben nerede hata yapıyorum bilmiyorum.” diyerek ablasına şikayetlerini sıraladı. Ardından mahçup bir ses tonuyla ekledi. “Sanırım ben evlilik insanı değilim.”
Ayşe, daha önce cıvıl cıvıl olan kardeşinin
dağılmış haline üzüldü. Ebru’nun hayatı yıllardır bir kısır döngü içinde devam
ediyordu. Üzücü olan, Ebru’nun tepkilerinin değişmemesiydi. İşlerine yetişememekten
şikayet ederken bir taraftan da öğleye doğru yataktan kalkıyordu.
İki kız kardeş birbirinden çok
farklıydı. Annesi Ayşe’ye “erkenci kuş”, Ebru’ya ise “uyuyan güzel” derdi. Evlilikle
beraber farklı şehirler, farklı insanlar tanımalarına rağmen Ebru’nun
şikayetleri yıllar içinde değişmedi.
Ayşe her seferinde Ebru’yu
dinliyordu. Ona yapması gerekenleri söylüyor fakat Ebru’nun hayatında hiçbir
şey değişmiyordu. Defalarca söz veriyor, verdiği sözleri tutmuyordu.
Peki neden insan sorumluluğunu
kabul etmek istemez diye düşündü. Ebru yataktan geç kalktığı için işlerini
erteleyip son ana bırakıyordu. Nasıl oluyor da başına gelenlerden ders alamıyordu?
Evlilik insanı olup olmaması ile işleri yetiştirememesinin bir alakası yoktu
ki… Çünkü bekarken de çok farklı değildi. Çoğu işleri ablası yapar, evin tüm
sorumluluğunu alır, o da keyfine bakardı. Yine de hep şikayet eden taraf o olurdu.
Ayşe üzülse de şunu biliyordu. Kıyamadığı kardeşi sorumluluk alma konusunda
başarılı değildi.
İnsan ne tuhaf diye düşündü.
Birden çocukluk zamanlarına gitti, aklına kardeşinin her sabah alarmı
ertelemesi geldi. O zaman detayda yaptığı küçük bir şey bugün hayatının
problemiydi. İnsan çok küçük bir hata dediği gerçek probleminin işaretini bulsa
hayatını toparlayacaktı.
Peki insan gerçekten toparlanabilir mi?
Ebru hatanın kendisinde olduğunu anlasa davranışını
değiştirir mi?
İnsan kabul etmediği sürece
hayatını değiştirecek basit ama etkili olan yöntemi göremez. Uyku gerekliydi, peki
ya diğer yapması gerekenler daha mı önemsizdi Ebru için?
İnsan hayatında problem yaşıyorsa
bunun sebebini çok uzaklarda aramamalıdır. Yoksa hayatı boyunca şikayet eder,
şikayetler içinde de gerçeği görmesi zorlaşır. Şikayet etmek kolay olan yoldur.
İnsanı bir yere vardırmaz. Çözüm ise insanın kendisinde saklıdır. Mesele insanın
objektifi kendisine çevirebilmesinde. İşte o zaman yol bizi çıkmaz sokaklara
değil gideceğimiz yere ulaştırır. Ulaştığımızda da şikayet ettiklerimiz bizden
çok uzaktadır.
İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı değişmedi.
Aynadaki kişi...
Emeğinize sağlık… aslında insan probleminin çözümünü dışarı da değil de kendinde arasa çok daha kolay çözüme gidecek…
YanıtlaSilO çok basite aldığımız minik hatayla başlıyor problem örgümüz..
YanıtlaSilHer problem çözümü ile birlikte verilmiştir. Ne kadar zorlanıyorsak o kadar yanı başımızdadır çözümü…
YanıtlaSilAma olay anında insan hep aynı hataya düşer ve çözümü çok uzaklarda aramaya başlar.
Emeğinize sağlık🫶
bi uyuyan güzel de bende vardı :) sevgili kardeşim şimdi çok şükür erken kalkıyor
YanıtlaSilElinize sağlık☺️
YanıtlaSilİnsan kabul etmediği sürece hayatını değiştirecek basit ama etkili olan yöntemi göremez. Gördüğümüzü zannettiğimiz süreç içinde de çırpınıp dururken görürüz kendimizi. Gerçek problemleri görebilecek bilinçlerle olabilmek dileğiyle ..
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 😊
YanıtlaSilÇünkü bekarken de çok farklı değildi. Çoğu işleri ablası yapar, evin tüm sorumluluğunu alır, o da keyfine bakardı. Yine de hep şikayet eden taraf o olurdu.
YanıtlaSilAh işte kardeşim ve ben :)))
mesele objektifi insanın kendine çevirebilmesi değil midir?...çok güzel bir yazıydı...
YanıtlaSil"Çözüm ise insanın kendisinde saklıdır", insanı ne kadar ferahlatan bir cumle... Problemlerine çözüm üretmek kişinin çabasına bağlı kılınmış...
YanıtlaSilŞikayet ettikçe çözüm marifeti elinden alınır
YanıtlaSilDibine girdikçe nasılda göremez oluyor insan..🌺 Kaleminize sağlık
YanıtlaSil