Güçlenme Hikayesi
Ali, uzun zamandır kendini yorgun, hayata karşı isteksiz ve güçsüz hissediyordu. İşten eve dönünce koltuğa uzanıp televizyon izlemekten başka bir şey yapmıyordu. Arkadaşlarıyla halı saha maçı yapmak bir yana, birkaç kat merdiven çıkınca bile nefes nefese kalıyordu. Bir gün aynaya baktığında, hayatında bir şeylerin değişmesi gerektiğini fark etti. İşte o gün, Ali’nin sporla tanışma hikayesi başladı.
Spor yapmaya karar vermişti ama
başlangıçta bu fikir gözünü korkutuyordu. “Ya başaramazsam?”, “Herkes bana güler mi?” Gibi düşünceler zihnini
kurcalıyordu. Ama en yakın arkadaşı Mehmet ona cesaret vermişti:
“Ali, başlamak zor gelebilir, ama denemeden bilemezsin.
Güçlenmek için bir adım atıp başlaman lazım!”
Bu sözler onu motive etti. “Yürüyüş yapmak
nasıl oluyormuş bir deneyelim” Dedi. Her sabah yürümeye başladı.
Terlemiş, yorulmuştu ama aynı zamanda kendini daha canlı hissettiğini
farketmişti.
“Kararsızlığımdan dolayı zorlanıyormuşum meğer ne kadar
da kolaymış.” Diye düşündü tebessümle.
Netlik ve kararlılıkla yapılan her iş sanki o insana sevdiriliyordu. Zorluk her işin başında var evet ama o işe başlanıldığında kolaylıkları daha da gözle görülür oluyordu.
İlk haftalarda Ali için işler kolay
değildi tabi ki. Kas ağrıları, motivasyon kaybı ve sabırsızlık onu zorluyordu. “Hiçbir şey değişmiyor.” diye
düşündüğü zamanlar da oldu. Ama pes etmek yoktu, yola çıkmıştı artık. Hiçbir
şey birdenbire olmuyordu ki. “Annem kardeşimi tam 9 ay bekleyip de doğum yaptı. Ektiği o minik tohum kaç ay
sonra bana merhaba demişti. Ne kardeşim içerde beklemekten sıkılıp gitmişti ne
de tohum ben açmıyorum deyip vazgeçmişti.”
Mehmet’in
tavsiyesine kulak vererek bir rutin oluşturdu; haftada üç gün spor yapıyor,
sağlıklı yemekler yiyor ve yeterli uyku uyuyordu.
Bir ay geçtiğinde Ali, aynada ilk farkı görmüştü. Omuzları daha dik, enerjisi daha yüksek, nefesi daha güçlüydü. “Bu işe yarıyor!” diye düşündü.
Cuma günü mesai bitişine doğru gelen mesajı yüzünde kocaman
tebessümle okudu. Çocukluk arkadaşları hafta sonu halı saha maçı
planlamışlardı. Ali genelde bu daveti geri çevirse de arkadaşları davet
etmekten bıkmamışlardı. Başta tereddüt etti, çünkü uzun zamandır halı sahadan
uzak durduğu için kendini yetersiz hissediyordu. Ama cesaretini topladı ve “Ben de varım” diyerek maça gitti. Sahada
koşarken fark etti ki yorulmadan topun peşinden gidebiliyordu. Arkadaşları ona
dönüp, “Ali,
bu enerji nereden geliyor?” diye sorunca gururla gülümsedi;
“Spor yapıyorum!” Diyerek cevap verdi.
Zamanla Ali sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da güçlendi. Artık işteyken daha rahat konsantre olup çalışabiliyordu. Kendisine güveni artmıştı ve stresle baş etmekte çok daha iyiydi. Sabahları enerjik bir şekilde uyanıyor, günün her anını daha verimli geçiriyordu. Hatta onun değişimini gören ailesi ve arkadaşları da spora başlamıştı. Hikâyesi çevresindeki herkese ilham olmuştu.
Ali artık biliyordu; spor yapmak, sadece güçlü bir vücut için değil, sağlıklı bir zihin ve
kaliteli bir yaşam için de vazgeçilmezdi. Kendine dönüp şunu söyledi:
“Eğer pes etseydim, hâlâ güçsüz, yorgun ve mutsuz
olurdum. Ama şimdi hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha güçlüyüm.”
Ali’nin hikayesi, hayatta küçük bir adımla büyük değişimlerin mümkün olduğunu gösteriyordu.
İnsan o basit olanı basit görmekle neleri kaçırdığını ah bir
bilseydi. Kibir zararlıydı, uzak
durulasıydı. Bu herkesin dilinde olsa da gerçekte o kadar kolay değildir bu
hayatta. Peki insanı başında küçük adımlara karşı kibrettiren ne olabilir?
“Asla hata yapmamalıyım!”
Neden peki? İnsanoğlu hata yapmasına rağmen geri dönebilecek bir
canlı değil midir?
“Ben yaparsam tam yaparım.”
Eksik olması hiç yapamamaktan daha
iyi değil mi peki?
Neden eksikliği kendine yakıştıramaz
insanoğlu?
En muhtaç canlı olarak geldiği dünyada neden
tam olmak ister ki?
Bugün hata yapabileceğimizi, bizi
yolumuzdan çevirmek için sıkıntılar yaşayacağımızı baştan kabul ederek küçük
adımlarla başlamak nasıl olur?
Bir gün kendi güçlü ve sağlıklı hikayemizi
yazabilmek için..
İnsanoğlu yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
İnsan hata yapmak dan korkar dış dünya dan zarar göreceğin den korkar da iç dünyasında ki tüm olanlara kapılarını nasıl kapatır oysa hayat neye rağmen neler yaptığına daima bakmaz mı ?
YanıtlaSilGerçekten de test edildi, onaylandı! :) Teşekkürler, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık…insan nasılda kolay aldanıyor. Kişinin esas probleminin çözümü aslında nasılda basit ve çok yakınında…oysa insan sürekli daha çetrefilli grift şeylerde arıyor çözümü…
YanıtlaSil"basit olanı basit görmek". Hep buralardan gol yemiyor muyuz hayatta zaten.
YanıtlaSilBasite disipline olup net olan her zaman kazanıyor.
YanıtlaSilkesinlikle motive edici bir yazı... en etkilendiğim bölüm:
YanıtlaSilPeki insanı başında küçük adımlara karşı kibrettiren ne olabilir?
“Asla hata yapmamalıyım!”
Neden peki? İnsanoğlu hata yapmasına rağmen geri dönebilecek bir canlı değil midir?
“Ben yaparsam tam yaparım.”
Eksik olması hiç yapamamaktan daha iyi değil mi peki?
Neden eksikliği kendine yakıştıramaz insanoğlu?
En muhtaç canlı olarak geldiği dünyada neden tam olmak ister ki?
Netlik ve kararlılıkla yapılan her iş sanki o insana sevdiriliyor..
YanıtlaSilFaydalı Güzel işleri sevdirene şükürler olsun.. 🤲
En muhtaç canlı olarak geldiği dünyada neden tam olmak ister ki?
YanıtlaSilSomuttaki şeylerin soyuta yansıması ve soyuttaki şeylerin somuta yansıması ne hoş. İşaretleri okumasını bilenlere tabi...Ellerinize sağlık 👏
YanıtlaSilben yaparsam tam yaparım diye diye neleri hiç yapamadık yani çoook şeyi...
YanıtlaSilBaşlangıçta ki zorluğu ve hataların olabileceğini kabul edince o çabanın karşısında başarı el sallıyor :)
YanıtlaSil"İnsan o basit olanı basit görmekle neleri kaçırdığını ah bir bilseydi."
YanıtlaSilİnsan ilk adımı atabilince gerisi kolau oluyor. Emegi geçenlerin eline sağlık🌸
YanıtlaSilKendi güçlü ve sağlıklı hikayemizi yazmak… kulağa ne hoş geliyor değil mi…
YanıtlaSil"En muhtaç canlı olarak geldiği dünyada neden tam olmak ister ki?" Oysa ki bu insanı başarıdan da uzaklaştırır...
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSil