KENDİME NOT – İSTEK
İnsan, yaratılmış
tüm varlıkların içinde en kıymetli olandır. Kıymetini arttıran ise somut veya
soyut olarak ortaya koyduklarıdır.
İnsanın ortaya koydukları kimi zaman beş dakikası dahi yokken birine ayırdığı vakit olabilir, kimi zaman ise karnı açken ikram ettiği iki lokma yemek. Her canlı karşısına çıkan zorluklara göğüs gerdikçe güçlenir ve değer kazanır. Bu zorluklar insanlar için küçük yaşlarda daha somut iken yaş ilerledikçe daha soyut hale gelir. Bir bebek doğar, gelişir ve her aşamada farklı bir çaba ve mücadele verir. İlkokula başlamış bir çocuk okumaya geçene kadar çeşitli evrelerden geçer.
Sonra yeni gelen her süreç insandan onu
çıkaracağı yükseklik kadar bir karşı hamle bekler.
Her girilen
sürecin bir karşılığı olduğu gibi o sürece girmek insanın istemesi ile de doğru
orantılıdır. Yani insan istemediği bir şey uğruna çaba veya mücadelede bulunmaz.
İnsanların faydasına bir şeyler üretmeye niyet eden birini düşündüğümüzde
birçok zorluğu göğüslemiş yıllarını bu uğurda harcamıştır. Ortaya çıkacak olan ürüne
ulaşmak için hayatında geri kalan yerlerden de kendini bir miktar sakınmıştır.
Üretilen malzeme yeterince ihtiyaç giderecek seviyeye gelmiştir. Buna rağmen
yapma isteği tükenmemiş aynı alanda uğraşının dozunu arttırmaya devam etmiştir.
Bu durum başlarda ihtiyaç giderip iyi gelse de bir süre sonra dengenin
bozulmasına sebep olur.
Bir annenin doğduğu andan itibaren çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamak için ona bakıyor olmasında bir problem yoktur. Çünkü bebek olduğu için başta neredeyse tamamen başkasına muhtaçtır. Fakat ilerleyen zamanda anne çocuğunun güçlenmesi için geri adım atmaya başlamazsa hayatının diğer alanlarını ihmal etmek durumunda kalır. Çünkü bu durum sadece çocuğun ihtiyaçlarını giderme ile sınırlı kalmaz. Çocuğun yapması gereken sorumlulukları da üstlenip kendi sorumluluklarını ihmal etmesine sebep olur. Bu isteğinin bir neticesidir. Aynı zamanda çocuk marifetsiz bir şekilde büyümüş olur. İstekleri için çabalarken marifetlenir insanoğlu..
Her ailede
bulunan, herkesin ihtiyacına koşan marifetli kişi, çevresine verdiği faydayı birilerinde
övgü duymak için aşırı yapmaya başladığında alacağı olumsuz sonuçların farkında
olmayabilir. Çünkü insan ihtiyaç gidermeyi kendi isteği haline getirdiğinde
davranışlarında aşırılaşmaya başlar. Aşırılaştığı konuda da artık gerçekliği
fark edemez hale gelir. Halbuki hayatın ondan beklediği sadece ihtiyaç giderip
hayatındaki diğer alanlara yönelmesidir.
Tüm bunlar
gerçekleşirken insanı daldığı bu yanılgıdan çıkaracak olan ne olabilir? Hayat
aşırı giden insana en yakınındakilerle mesajını iletir. Emek verdiği ve
neredeyse hiç karşılık almadığı insanlar mesajın ileticisidir. Artık uyandırma
servisi harekete geçmiştir. Şimdiye kadar yaptığı, iyilik zannettiği her şeyi
adeta zarar vermek niyetiyle yapmış gibi bir tepkiyle karşılaşır ve orada vefasızlık görür. “Bu iyiliği hangi niyetle
yaptın? Benden bir çıkarın mı vardı?” sorularını duydukça artık kendine gelmek
zorundadır. Bugüne kadar yapılan “Her şey ziyan mı oldu?” diyerek daldığı uykudan
büyük bir hüsranla uyanır. O hep yapıp normal hale getirdiği iyilikler
silsilesi kendisine zarar olarak dönmüştür.
Yaşanan zarar insanı kısa süreliğine umudunu kaybetmesine sebep olabilir. Fakat hiçbir yaşanan boşuna değildir. İnsan hissettiği acıyla birlikte hayatında farklı alanlara yönelmek durumunda kalır. Dönüp baktığında yıllarca ihmal edilmiş işler, aranıp sorulmamış insanlar, yarım kalmış planlar halledilmeyi beklemektedir. Artık istemediği ve biriktirdiği alanlarda hareket etme zamanı gelmiştir.
Kimse istediği
yerde çabalamaktan kolay kolay vazgeçmez. Kimse isteğini büyük bir zarar
görmeden terk edemez. Çünkü o vazgeçilen her neyse insandan somut, soyut
çıkanlar sebebiyle en kıymet verdiği şeydir. Hayatın gerçekliği de ihmal edilen
alanlardaki emekler karşılık buldukça anlaşılır.
Gerçek şunu
söyler: “Olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysaki o sizin lehinizedir.
Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, çok istersiniz oysaki o sizin için
bir kötülüktür.”
Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır...
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder...
Dolasıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur...
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
Yazıyı okurken su gibi aktı. Hayatın içinden kareleri görerek okumamı sağladı...
YanıtlaSilNeyi neden yaptığımızı biliyor olmamız her şeyi değiştiren bir anahtar gibi... Ölçü ise hişumuza gidip gitmemesi değildi en başta...
Gerçek şunu söyler: “Olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysaki o sizin lehinizedir. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, çok istersiniz oysaki o sizin için bir kötülüktür.”
Hem düşündürücü bir o kadar da derin bir yazı olmuş. Bizi hataya düşüren zaten hep isteklerimiz değil mi? Bir de şu herkese yetip kendisine yetemeyen çok tanıdık geldi
YanıtlaSilHayatta hepimizi zorlayan zaten isteklerimiz değil mi? Şu kendini parçalayan kişi de çok tanıdık geldi hepimizin hayatında olan kişi Belki de kendiniz Belki de annemiz.... düşündürücü ve tatmin edici bir yazı olmuş Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilEvet isteğimin olduğu yerden vazgeçmek ve istemediğim hep ertelediğim yerlere dönmek gerçekten çok zor... ama diyorsunuz ki sen vazgeçmezsen de bir şekilde seni buna zorlayacaklar... evet bu da oldu. saçımı süpürge ettim dedim "etmeseydin ben mi istedim" dendi. Doğru onlar değil ben istemiştim. Çok iyi bir anne ve çok iyi bir eş olarak takdir görmek istemiştim. Denge denilen şey çok önemliymiş meğer...
YanıtlaSilNe kadar tanıdık…
YanıtlaSilBir kez daha iman ediyor insan, insan ancak kendi kendine zulmeder…
Kimi zaman farkında olmadan şerri isteyerek…
Kimi zaman sonundaki hayrı göremeyip ve yüz çevirerek…
Benimde kendime notum;Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır...
YanıtlaSilİnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder...
Dolasıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur... Her satırında kendimi ve bedellerimi irdelememe vesile oldu. Kaleminize ,yüreğinize sağlık ☘️🌾🍂
"Olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysaki o sizin lehinizedir. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, çok istersiniz oysaki o sizin için bir kötülüktür" bir söz ile insan tüm geçmişini gözden geçirmeye başlıyor!
YanıtlaSilİsteklerimizi yeniden duzenliyoruz lehime mi, aleyhime mi?