KARARIM KARAR

KARARIM KARAR

Sabahın erken saatlerinde güneş doğmak üzereydi. İnsanlar işine, okuluna gitmek için evinden çıkıyor, koşuşturuyordu.

Zeynep de tıpkı diğer insanlar gibi çoktan yola koyuldu. Şu an eski halinden çok farklı bir hayatı yaşıyordu. Ona yıllar önce söyleseler asla inanmazdı bu günlerin geleceğine.

Zeynep öğrencilik yıllarında erken kalkmayı sevmez, kalkması gereken zamanlarda da uyuyakalırdı. Gece geç saatlere kadar arkadaşlarıyla oturup sohbet ederdi. E tabi bu sohbetler boş geçer miydi hiç? Cipsler, çikolatalar, bisküviler… Yemek yenileceği zaman da kolay şeyler tercih ederlerdi. Sandviç, tost gibi hızlıca tüketecek şeylerle geçiştirirlerdi. Ne uyku düzeni vardı ne de gününü planlayabiliyordu. Hızlı yaşam ve koşturmaca, plansız hareket etmesine sebep olmuştu. Bir süre sonra bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünmeye başlamıştı. Çünkü bu plansızlık artık yapması gereken, gerçekleştirmek istediği şeylerin de önüne bir engel oluyordu. Tam yapması gereken işleri yoluna koyduğu anda eski düzensiz işleri ayağına bağ oluyordu. Zeynep her ne kadar arkadaşlarına belli etmese de bu durumdan rahatsız olmaya başlamıştı. Kilosu git gide artmış, vücut direnci düşmüştü. Sabahları da üzerinde bir ağırlık hissediyor ve yataktan kalmakta zorlanıyordu. Bir sabah kendi kendine “Hayat böyle geçer mi? Daha ne kadar devam edebilirim böyle? Artık toparlanmam lazım.” diye düşündü. Ya oturup düzensizlik içindeki Zeynep’le bir ömür geçirecekti ya da kendi gerçekliğinin açığa çıkması için bir düzen belirleyecekti.

Bu düşüncelerle okulun bahçesinde dalgın dalgın yürüyordu ki birinin ona seslendiğini duydu. Bu kişi arkadaşı Nilay’dı. Nilay ile aynı şehirden okumaya gelmişlerdi. Okula kaydolurken tanışmışlardı ama bölümleri farklı olduğu için pek bir araya gelemiyorlardı. Bahçede karşılaştıklarında da ayaküstü konuşuyorlardı.

“Zeynep birkaç defa seslendim ama duymadın. Bugün çok dalgınsın ne oldu, anlatmak ister misin?” dedi Nilay.

“Ne anlatsam nereden başlasam bilemedim ki. Bu aralar kendimi pek iyi hissetmiyorum.” diye cevap verdi.

“Neden?” dedi Nilay.

“Hayatımda bir düzensizlik var ve kendimi yorgun ve güçsüz hissediyorum. Sabah hiç kalkmak istemiyorum. Bıraksalar öğlene kadar uyurum.” diye içinden geçenleri anlatmaya başladı Zeynep.

“Akşamları geç mi yatıyorsun?” diyerek, Nilay detay sorular sormaya başladı.

“Uyku düzenim yok zaten. Başlarda arkadaşlarımla geç saatlere kadar oturup sohbet etmek, atıştırmak çok eğlenceli geliyordu ama şimdi bu durum beni rahatsız etmeye başladı. Öyle de alışmışım ki bu düzensizliğe, toparlanmak çok zor geliyor. Nasıl yapacağımı bilemiyorum.”

“Bak Zeynep, şurada anlaşalım, hiçbir şey birdenbire olmaz. Önce kararını ver sonra azar azar yap. Sabah erken kalkarak başlayabilirsin. Böylece akşam uykun gelir ve erken yatarsın. İnsan bir şeyi toparladığında devamı da geliyor. Beslenme kısmını da düzene koyarsın. Geç saatte atıştırmazsan uykun daha verimli olur. Uyandığında dinlenmiş hissedersin. Spor da yaparsan bak gör nasıl da iyileşeceksin. Tabi öncelikle gerçekten kararında net olmalısın.

Zeynep, Nilay ile yaptığı konuşmadan sonra çok düşündü ve hayatında bir şeyleri değiştirmeye karar verdi. Başta çok zorlansa da işlerin yaptıkça kolaylaştığına lafta değil, bizzat şahitti artık.

İnsan “Bunu hayatta yapamam, çok zor” dediği şeyleri kararlı olduğunda nasıl da yapabiliyor… Emek sarfettikçe marifetleniyor ve daha dün yapamadığı, yetişemediği işleri bugün yapabilir hale geliyordu.

Zeynep yaklaşan durağın anonsuyla birden bugüne döndü. Yüzünde üniversitede kırdığı şeytanın bacağından kalma gülümseme ile her zaman yaptığı gibi bir durak önce inip yürümeye koyuldu. Bugün öyle marifetlenmişti ki artık hayatın koşuşturması bile ona iyi gelen alışkanlıklarının önüne geçemiyordu. Uykusu, yürüyüşleri, sağlıklı beslenmesi ile çoluk çocuğa karıştığı günlerin tadını çıkarıyordu. Bunların fitilini ateşleyen o karar gününe vefasıyla da dönüşüme ihtiyaç duyduğu her konuda motivasyonunu cebinde taşıyordu. 

İnsanoğlu yeryüzünde var olduğundan beri,

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.

Aynadaki kişi...

"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.

Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.