YA SOSYAL MEDYA OLMAZSA…
Selin, ailesinin tek çocuğuydu. El bebek gül bebek büyütülmüş, bir dediği iki olmamıştı. Annesi ve babası emekli olduktan sonra Balıkesir’e yerleşmişlerdi. Annesinin yıllar öncesinden hayaliydi, emekli olunca küçük bir kafe işletmek. Kafeyi açmaya sabah erken babası gider, annesi ve Selin öğlene doğru gidip kahvaltılarını kafede yaparlardı. Selin, annesi ve babası ile birlikte kafe kapanana kadar beklerdi.
Selin ne isterse onu yer, onu giyer, onu alır ve oraya
giderdi. Ara ara babası karşı çıksa da, “Bırak çocuğa dokunma lütfen, zaten
akşama kadar bizimle bekliyor dükkanda” diye annesi hemen müdahale ederdi. Neredeyse
bütün esnaf Selin’i tanırdı. Annesinin talimatı vardı, istediği gibi alışveriş
yapar, ödemeyi annesi hallederdi.
Önceleri bu durum annesinin hoşuna gidiyordu. Gönlünce
yaşıyor çocukluğunu, ne kadar da şanslı bir çocuk diye içinden geçiriyordu. Ama
zaman geçtikçe kızlarındaki doyumsuzluk bir şeyleri yanlış yaptıklarını
hissettirmeye başlamıştı. Çocuklarını memnun edemez istekleriyle başa çıkamaz
olmuşlardı.
Selin büyüdükçe anne babasından uzaklaşmış, bütün hayatı
sosyal medya olmuştu. Paylaşım yapamaması ya da beğenilerin düşük olması evde
kriz sebebiydi. Paylaşımların perde arkası hiç de görüldüğü gibi değildi. Sosyal medyada ne
kadar mutlu ve enerjikse, gerçek hayatta
da, genelde gergin, yorgun,mutsuzdu. Ailesi
ile birlikte olmaktan pek hoşlanmazdı. Eğer beraberlerse bu durum mutlaka
paylaşılmalıydı. Öyle fotoğraflar paylaşırdı ki, görenler ‘Tam bir mutlu aile
tablosu’ diye yorumlayabilirlerdi. Paylaşım derdine düşmekten pek bulunduğu
ortamda olamazdı. Elinden telefon düşmez, sürekli fotoğraf çekerdi. Kendisinin
güzel çıktığı fotoğrafları seçer, yanındakilerin ne durumda olduğuyla ilgilenmezdi.
Bundandır ki, annesinin çoğu zaman gözleri kapalı, babasının da ağzı dolu
çıkardı.
Sosyal medya hesabında gezinirken, yaklaşan doğum gününü
düşündü. Neredeyse bir yıldır 18 yaş günü partisinin hayalini kuruyordu.
Her yer ışıl ışıl süslenmiş, konfetiler, havai fişekler ve
kim bilir daha ne sürprizler bekliyordu onu…
Herkesin aklı kalmalı, baktıkları her yerde gözleri kocaman
olmalıydı. Selin yaparsa böyle yapar dedirtecek türden bir parti organize
edilmeliydi.
Aylar öncesinden doğum günü pastası araştırmaları...
Organizasyon şirketleriyle uzun süren telefon konuşmaları…
Ne giyinsem diye saatlerce kararsız kaldığı mağaza gezmeleri…
Doğum günü yaklaştıkça, heyecanı da artıyordu haliyle.
Kim ne hediye alacak, onu da düşünmeden edemiyordu. Ne de
olsa 18 yaş doğum günüydü. Babası o çok istediği kırmızı marka arabayı
almalıydı artık. “Ehliyetini al, bi bakarız” dediği gün dün gibi aklındaydı. 18
yaş partisi bu hediyenin tam zamanıydı işte. Sosyal medya hesabı, beğeni
rekorları kıracaktı. Yorumları düşündükçe, kalp atışları hızlanıyordu. Kendi
kendine güldüğünün farkında bile değildi.
Çocukluğundan beri doğum günleri hiç unutulmamıştı. Her yıl
bir öncekinden daha sürprizli ve şaşalı olmuştu.
Aylar haftaları, haftalar günleri kovaladı partisine sayılı
günler kalmıştı artık.
Tasarımını kendisi yaptığı afişi hikayesin de paylaştı ve artık heyecanlı bekleyiş başlamıştı.
Sabah uyandığında sosyal medya hesabında bir türlü akışı
yenileyemedi. Yatağından “anneee” diye bağırarak fırladı. “İnternet mi kapandı
yoksa, hesabıma giremiyorum” diye sordu. O sırada haberleri dinleyen annesi;
- “Sosyal medya platformlarına bir süre girilemeyecekmiş.” dedi.
Başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Böyle bir şey nasıl
olabilirdi ki? Hem de partisine sayılı günler kalmışken. “Nereden çıktı şimdi
bu?!” diye avaz avaz bağırmaya başladı evin içinde. Hiçbir gerekçe sakinleşmesi
için yeterli değildi.
Partisi yaklaşıyordu, canlı yayın yapamayıp, fotoğraf paylaşamayacaksa ne anlamı vardı ki bütün bu hazırlıkların.
O günü odasında biraz ağlayarak, biraz öfkeyle söylenerek
geçirdi.
Biraz sakinleşip sesi kesilince annesi usulca araladı
kapıyı. Ağlamaktan bitap düşen kızının yanına kıvrıldı ve saçlarını okşamaya
başladı.
“Seni bu hale biz mi getirdik diye kendime soruyorum.” derken gözlerinden yaşlar boşalıyordu.
İnsan nasıl olur da bütün hayatını sosyal medya için yaşar?
Neden hep olduğumuzdan fazla görünmek isteriz?
Sosyal medya bizim asosyalleşme sebeplerimizden biri değil mi?
Hayatımızı birilerine farklı görünmek için mi yaşıyoruz?
Yoksa hayatımızın amacını fark etmek için mi?
Hiç düşündük mü?
Sosyal medya olmazsa…
Kazançlarımız neler olur?
Milyarlarca insan içinde, 'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını o 'bir' kişiye sorun!
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.



İnsanın muhakkakı problemi olur kiminin sosyal medya kiminin kaşlarını aldırması gerekir kiminin ise günlerce aç kalmış olan karnını nasıl doyurması gerektiği…
YanıtlaSilPeki ne zaman kendimiz için yaşıyor olacağız.
YanıtlaSilSosyal medya olmayan günleri az çok hatırlıyorum da.. Gerçekten ne kadar güzel ve gerçekçiydi her şey :) yemek ve kendimizi paylaşmak fikrine adapte olmam çok uzun zamanımı almıştı.. Ne çabuk bozulmaya alışıyor insan
YanıtlaSilPaylaşım için yaşanan, yaşanıldığı zannedilen hayatlar… ne acı, kaleminize sağlık
YanıtlaSilSosyal medya asosyal insan ...İnsan neden aslında kendini uçuruma sürükleyen şeylerden vazgeçemez hale gelir...kaleminze sağlık
YanıtlaSilen büyük kazancımız hayat olur
YanıtlaSilZamanımızın hastalığı hatta bağımlılığı malesef... gençlerin kendilerini motive edecek sosyal medya haricinde bir hedef bulmaları iyi olurdu...
YanıtlaSilSosyal medya olmazsa, insanlar bir nebze de olsa ‘mış’ lıktan soyutlaşabilir… 🎈
YanıtlaSilHiç değişmiyor insan ektiğini biçiyor
YanıtlaSil"Hayatı ne için yaşıyoruz " insanı yerinden alıp duvardan duvara vuran bi cümle...
YanıtlaSilGünümüzün acı gerçeğini ne güzel gözler önüne sermiş :(
YanıtlaSilSosyal medya olmazsa kazancımız zaman olur
YanıtlaSilfaydası mı çok zararı mı?
YanıtlaSilİnsanın gerçek olmayan sanal bir hayata bağımlı olması gerçekten çok acı... Günümüzde çokça yaşanan bir sorun...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık…
YanıtlaSilNeden insan olduğundan fazla görünmek ister ki???