Ertele Ertele Nereye Kadar?
Gece yarısı olmuştu, perdenin kenarından gökyüzüne baktı. Bazı yıldızlar çok parlak, bazısı neredeyse görünmüyordu. Aklında yapacaklarını, yapması gereken ama bir türlü yapmaya zaman ayıramadığı şeyleri sıraladı…
Asude plan yapıyordu yapmasına ama
harekete geçemiyordu. Plan defterinin sayfaları dolu ama planların yanına bir
türlü tik atamıyordu. Nereye kadar böyle gidecekti? Ev işleri, iş yerindeki
işler, çocuklara olan sorumluluğu, sanki dağ tepe oluyordu. Düşündükçe işin
içinden çıkamayacağını anladı. Sabah olsun da harekete geçeyim dediği bir
geceyi daha öylece bitirdi.
Gerçekten de erteledikçe dağ gibi
büyüyordu sanki her şey. Ütülenecek çamaşırlar tepe olduğu gibi, iş yerindeki
işlemesi gereken dosyalar da birikmişti. Artık gözü korkmaya başlamıştı.
Yine benzer sabahlardan birinde geç
yattığı için erken kalkamamış, gözleri ve yüzü şişmiş halde banyonun aynasında
kendine bakıyordu. “Bu böyle olmayacak acaba depresyonda mıyım? Neden hiçbir
şey yapasım yok! Belki de bir psikologla görüşmeliyim...” Bir şeyler ters
gidiyordu ama ne?
Sabah patronunun bakışlarını gördü ve sessizce “günaydın” diyerek odasına geçti. Asude’nin odasında beş kişi çalışıyordu. Aynı odada çalıştığı kişilerden birisi de Zeynep Hanım’dı. Zeynep Hanım, o departmanın şefiydi. Herkesle sınırlı bir iletişimi vardı ve çalışanları da gözlemlerdi. Kimin neye ihtiyacı var diye anlamaya çalışırdı. Asude’nin bu durumunu da herkesten önce fark etmişti.
Bir öğle vakti Zeynep Hanım Asude’nin
yanına geldi:
- Asudeciğim
kolay gelsin. Bugün öğle arasında baş başa bir kahve içelim mi ne dersin? Asude
şaşırmıştı, aynı zamanda sevinmişti. Gülümsedi:
- Tabii
ki Zeynep Hanım, seve seve. Tam önünde, geçen ay bitmesi gereken dosyalar
bitmişken, bu ayın dosyaları önünde beliriverdi.
- Of! Yemeğe çıkıp sonra
bunlara başlarım. Hem bir kahve içmezsem ayılamam.
Öğle molasında yemekler yenildi sıra
kahve içme kısmındaydı. Her kahve yudumunda laf lafı açtı ve Zeynep Hanım
konuya girdi:
- Asude
gerçekten nasılsın? Gülüyorsun, geziyorsun, yiyorsun, içiyorsun ama tuhaf giden
bir şeyler var. Anlatmak ister misin? Asude'nin kalbi çarpmış ve gözleri
dolmuştu. Çünkü birisi onu düşünüyordu. Onda bir şeyler fark etmiş olmalıydı ki
bu soruyu sordu.
- Aslında
iyiyim demek gerçek bir cevap olmaz. Evet sanki her şey yolunda gibi görünüyor
ama öyle değil. Geceleri düşünmekten, bir şey var ama ne demekten bunaldım
artık ama bulamıyorum! Ailem, çocuklarım, evim, işim hep bir karmaşa içinde.
Çoğu şeyi zamanında yetiştiremiyorum. Yapmam gereken işlere gelince elim ayağım
kalkmıyor sanki. Size bu konuda çok özeniyorum ama ne bileyim kızlarla öğle
arası sohbet ederek geçer zannediyorum. Ama hayır! Geçmiyoooor, geçmiyorrr!
- Asudeciğim
insana en çok doğruyu söyleyen kimdir biliyor musun?
- Kim?
Annemiz mi?
- Hayır
:) Annelerimiz iyiliğimizi ister ama hep doğruyu söyleyen tek bir kişi vardır.
O da “aynadaki biz”. Yani aslında tüm cevaplar bizdedir. Senin hayatında bir
şeyleri düzene sokman gerekiyorsa bunun nedenini ve cevabını en iyi sen
bilirsin. Ne oluyor da bu işler üst üste biniyor? Ne yapıyorum ya da ne
yapmıyorum?
- Bekliyorum,
az sonra yaparım, birazdan yaparım derken her şey dağ tepe oluyor.
- Aslında
beklediğini zannettiğin yerde yapmayı erteliyor olabilir misin? Bir bahçen
olduğunu düşün. İçinde birkaç çöp olunca, yarın süpürürüm dersin. Yarın bir
bakmışsın daha çok birikmiş. Bu sefer öbür gün süpürürüm hiç halim yok dersin.
Bir bakmışsın bahçen çöp bahçesi olmuş. Bu sefer insanlar da çöp deyip bahçene
çöp atmaya başlar hale gelmiş. Hayattaki süreçlerimiz de böyle. Dur şimdi değil
az sonra yaparım, az sonra alırım, az sonra giderim dediğimiz ne varsa hepsi
büyüdü. Bina aidatını her ay düzenli ödediğimizde bu bize ağır gelmez değil mi?
Ama 6 ay sonra biriktirip ödemeye kalktığımızda hem ağır gelir hem de zor
öderiz. Her işi yapmayı geciktirdiğimizde o iş hiçbir yere kaybolmaz... Ta ki
biz yapana kadar.
- Peki
ne yapmam gerekiyor? Psikoloğa gitmeyi bile düşündüm.
- Senin problemini senden daha iyi kim bilir? Yapılacak işler varken sığındığın şeyler ne ise öncelikle onlara bakmak... Çünkü o sığındığın şeyler neyse onları bıraktığında gerçekten yapman gereken şeylere zaman kalmaya başlayacak. E o zaman göreceksin ki bir süre sonra... Onun cevabını da o zaman aynadaki sen verir. :)
İnsanın hayatta her şeyin üst üste
geldiği zamanları olur. İşin içinden çıkamadığını, boğulduğunu hissettiği
zamanları... O zaman çözümü dışarıda arar. Daha çok mu gezsem? Daha çok mu
yesem? Daha çok mu alsam? Gezerek veya alışveriş yaparak depresyondan kurtulacağını
zannettiği durumlar… Oysa insan yapması gerekenleri yapmadıkça ne elindeki
işlere konsantre olabilir ne de o işleri yapası gelir. Yapamadıkça da o işler
dağın tepesinden kar tanesinin yuvarlanarak bir kar küresi olarak üzerimize
doğru gelir. Ne kadar ertelediğimiz şey varsa şunu bilmeliyiz ki; o küre bize
bir gün kesin çarpacak. Şimdi, o kürenin yoluna taş koymanın tam zamanı...
İnsanoğlu yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
Oysa insan yapması gerekenleri yapmadıkça ne elindeki işlere konsantre olabilir ne de o işleri yapası gelir. Yapamadıkça da o işler dağın tepesinden kar tanesinin yuvarlanarak bir kar küresi olarak üzerimize doğru gelir. Ne kadar ertelediğimiz şey varsa şunu bilmeliyiz ki; o küre bize bir gün kesin çarpacak. Şimdi, o kürenin yoluna taş koymanın tam zamanı...
YanıtlaSilErtelemenin dezavantajlarını güzel anlatmış teşekkürler yazı için..
YanıtlaSilAh o ertelemek ve sonra da içinden ertelediğin işleri yapmanın hiç gelmemesi… ne ağır bir duygudur. İnsanı resmen aşağıya dibe çeker. Strateji gayet açık: Yapılacak işler varken sığındığın şeyler ne ise öncelikle onlara bakmak... Çünkü o sığındığın şeyler neyse onları bıraktığında gerçekten yapman gereken şeylere zaman kalmaya başlayacak.
YanıtlaSilVe en önünde en kolay ve basit olan ertelediğin işi yapmakla başla! Göreceksin ki yavaş yavaş devamı gelecek. Aynadaki sen’le de arada bi konuş :)
Yapılacak olanı yapabilmek ne güzel bir marifet...
YanıtlaSilİnsana en doğruyu aynadaki kişi söyler...gerçekleri duyup ertelemeden çözüme kavuşturmak hayattaki en büyük konfor... elinize kaleminize sağlık...
YanıtlaSilAsıldın yapması gereken bedeli yine sonunda kendin ödüyorsun bir başkası değil o yüzden karar stratejisini iyi belirlemek yapılması gerekeni duygusal değil mantık kullanarak yapmak kişiye fayda
YanıtlaSilVerir senin elinde dinlenmek ve kendine zaman ayırmak o zaman işte farkındalığıda kendinde göre bilirsiniiz
Çevremizde birçok kişinin derdini dinlerken en çok aynadaki beni ihmal ediyoruz yada kişi erteledikçe hep aynadaki benden koyor mahçubiyetten yada gerçeklerle yüzleşmeye gücü olmadığından
YanıtlaSilNe kadar ertelediğimiz şey varsa şunu bilmeliyiz ki; o küre bize bir gün kesin çarpacak. Şimdi, o kürenin yoluna taş koymanın tam zamanı.... . Elinize sağlik ders niteliğinde bir yazı olmuş
YanıtlaSilHayatımızda bazı konularda yaptığımız ertelemeleri nasıl da güzel anlatmışsınız…Emeğinize sağlık…Çok faydalandım…
YanıtlaSilErtelemek farkında olmadığımız bir yük ki sırtımızda ancak taşıyan bilir
YanıtlaSilErteldiğimiz her şey fazlasıyla bizlere geri dönüş yapıyor. Problemlerden kaçamıyoruz.
YanıtlaSilSırtımıza yük aldıkça ilerleyemez oluyoruz yükleri fark edip kurtulmak gerekiyor.
YanıtlaSilKendi payına düşenleri erteleyenler başkaları tarafından ertelenmekle mücadele ediyor olabilir mi?
YanıtlaSilİnsan neden ertelediğini ve ertelemenin ondan aldıklarını görünce toparlanması kolaylaşıyor.
YanıtlaSilİnsan kaçacağı delikleri kapatırsa akacağı doğru kanalı bulur diyor.
YanıtlaSilEvet evet o küre bize bir gün çarpmadan aynadaki kişiye gerçekleri itiraf etmenin zamanı geldi de geçiyor bile...
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilİnsanın dostu ve düşmanı hiç bir zaman değişmedi .. :)
YanıtlaSilsen ne kadar ertelersen insan kendini kandırır da bilmez ki kendi yoluna taş koyuyor o seni bırakmayacak ki hep peşinden gelen bir yük oluyor
YanıtlaSilinsanoğlunun dostu da düşmanı da aynadaki kişi. Ne kadar doğru bir söz. Güzel bir konuya değişmişsiniz. Teşekkür ederiz.
YanıtlaSilErteledikçe yaşadığımız anlık rahatlama daha da büyüyerek bize geri dönüyor malesef :((
YanıtlaSil"Oysa insan yapması gerekenleri yapmadıkça ne elindeki işlere konsantre olabilir ne de o işleri yapası gelir."
YanıtlaSilÇok faydalı bir yazı olmuş.İnsanın gerçekten de cevapları kendinde... Emekleriniz için teşekkürler 🌸
Her işi yapmayı geciktirdiğimizde o iş hiçbir yere kaybolmaz.Ta ki BİZ yapana kadar. Çözüm kendinde...
YanıtlaSilErtelemek yerine hemen yapmak // zor lakin kazandıran hamle bu. Yapabilir miyiz ? Evet. Yaparken zorlanır mıyız? Evet. Yapsak iyi olur mu? Olur. o zaman dans...
YanıtlaSil