TAMAM
MI, DEVAM MI?
Yılın son günleri geldi çattı… Bitişler ve yeni başlangıçların kendilerine en çok yer buldukları zamanlar… Yeni ajandalar, kararlar, hayaller, ayrılıklar, vedalar… İnsanın gözü bir takvime takılı kaldığında kendisini sınırlamış olmaz mı? Gelecek hafta, gelecek ay hedefleri üzerine bir hayat. Peki ya hayatın kendisini nasıl planlar ki insan? Sanki her şey kontrolünde gibi yaşaması büyük bir yanılgı değil mi ?
Zeynep
için de durum bundan ibaretti… Nereye baksa oraya takılıp kalıyordu. Yapması
gereken yığınla iş vardı. Yıl sonu gelmiş, projelerin teslim edilmesi artık
mecburiyet olmuştu. Bazen geçiyordu bu dalgın halleri, toparlanıyordu. Apar
topar bir gayretle tutunmaya çalışıyordu işlerine. Sonra “Mümkün değil bu
kadar şeyi bitiremem.” diyerek bırakıyordu. Bu döngü son bir yıldır tekrar edip
duruyordu.
Her sıkıştığında
bırakmak bir alışkanlık olmuştu… Mesajına geç cevap verdi diye Alya’yla olan arkadaşlığını bitirmişti.
İstediği kiloya düşemedi diye sağlıklı beslenmeyi gereksiz görüyordu… Şimdi de işi
bırakmak zihninde dönüp duruyordu. Oysaki üniversiteyi bitirir
bitirmez başlamıştı bu şirkete. Ne hayalleri vardı iş hayatına ilk adımlarını
atarken. Şimdiyse her şey birbirine girmişti. İçinden çıkamayacağını
düşünüyordu Zeynep. Kendi kendisine söylenmelere de başlamıştı sonunda.
“Sen bu’sun işte kızım”
“Bu kafayla senden
hiçbir şey olmaz”
Daha neler neler…
Ağladığını
yüzüne düşen
gözyaşını hissettiğinde fark etti. Kimse onu bu halde görsün istemiyordu. Çünkü
kimseye derdini anlatacak hali yoktu. Biraz toparlanarak çıktı ofisinden. Bir
an önce açık
havaya çıkıp, kendisiyle kalıp, ne yapacağını düşünmeye ihtiyacı vardı.
Düşüncelerinin hızıyla bazen hızlı, bazen yavaş yürüyordu Zeynep. “Çabaladığın kadar varsın” yazısını okudu bir filmin reklam afişinde. Önünde durup uzun uzun baktı yazıya.
Yürümeye
devam ederken, derin derin düşüncelere daldı. Neydi başarmasının önündeki kendisine engel
olan şey? Neden bir türlü istediği sonuçlara ulaşamamıştı? Sonuçlar… Biz onlara
takıldıkça yoldakilerden bıkmaya mı başlıyorduk yoksa? Zeynep çabaladığını
düşündüğü her şeyi
yarıda bırakmıştı. Hevesle açtığı kapıları bir hışımla kapatmaya alışmıştı.
Şimdiyse yine bir kapının eşiğindeydi işte. Benden bu kadar mı diyecekti, yoksa devam
edip çabalayacak mıydı?
İnsanoğlu
tarih boyunca sonuçların hep
kendi istediği gibi olmasını istemekten,
hiç vazgeçmedi. “Mücadele
ediyorsam, o halde bu işin sonu
istediğim gibi olacak” dedi. İyi ama bazen de kaybettiğimiz
anlar değil midir bize kazandıran? Hepimizin hayatında “İyi ki de olmamış,
olsaymış olmazmış zaten” dediğimiz anlarımız yok mu?
Hesabını
gün sonu kasada kalana göre yapsa da günün karı zararı o günden belli olmaz ya,
hayat da aynı onun gibi. Zarar ettiğini sandığın gün kazandığın bir müşteri, yarın nicelerini
getirebilir veya kar ettiğini sandığın gün bir daha kapını çalmayacak bir
müşterinle yolun kesişmiş olabilir. O zaman insan anlıyor ki işler hakikaten
Zeynep’in karşısına çıkan o afişteki slogan gibi
dönüyor: kıymet kasada değil çabada…
Milyarlarca insan içinde 'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!
Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?
İnsanoğlu tarih boyunca sonuçların hep kendi istediği gibi olmasını istemekten, hiç vazgeçmedi.
YanıtlaSilİnsan başladığı işi bitirmemeyi alışkanlık haline getirdikce çaba harcama marifeti de azalıyor galiba
YanıtlaSilİnsan başladığı işi bitirmemeyi alışkanlık haline getirdikce çaba harcama marifeti de azalıyor galiba
YanıtlaSilİnsanı ayakta tutan kendi çabası…
YanıtlaSilSahip olduğumuz diplomamız bize iyi bir şirkette çalışma imkanı sağlayabilir ama o şirkette kalmamızı sağlayan çabamızdır…
Düştüğümüzden kaldırırlar ama ayakta kalmamızı sağlayan yine kendi çabamız…
Emeğinize sağlık🤍
Sanırım acele ediyoruz ve çabalarımızın sonucunu hemen görelim istiyoruz ve de “aynen benim istediğim gibi olsun” modundayız. “İstediğimizin” bizim için iyi olduğu %100 kesin mi?
YanıtlaSilİşte onun için çaban kadar varsın!
Kaleminize sağlık..
YanıtlaSil“Çabaladığın kadar varsın” ne güzel bir cümle.
YanıtlaSilHer sıkıştığında vazgeçebilir olması insanın faydasına mı zararına mı insan ayırt edebilse
YanıtlaSilBiz alışmışız kıymeti sonuçlara vermeye maalesef :/ kıymet hakikaten çabada, hem kendimize hem başkalarına bunu yapabilsek ne güzel olur düşünsenize :)
YanıtlaSilAsıl kıymetli olan sabırla çabalamak ama insan sonuca odaklanmaktan çabanın değerini göremiyor maalesef 🌸
YanıtlaSilİnsan sonuca odaklanmaktan çabanın ne kadar değerli olduğunu göremiyor maalesef 🌸
YanıtlaSilİnsan ne kadar çabalarsa o kadar sonuca yakın...
YanıtlaSilKasanda ne olduğuna insanlar bakar ama hayat çabana…
YanıtlaSilsonuna kadar azmedenlerden olmayı dilerim
YanıtlaSilEmeğinize sağlık…
YanıtlaSilNe kadar da insana aşina gelen süreçler…
Demek ki çaba- gayret gerçekten de çok kıymetli…
Bir işin bize ne getireceği tam o iş anında belli olmuyor aslında... çabaların sonucu değil, doğru hedef için çaba harcamaktır kıymetli olan...
YanıtlaSilBaslangicta girunmese de azlar birikir çok olur. İnsan yeterki başlangıçtaki azlığı rağmen çaba gösterebilsin
YanıtlaSilÇabaladığın kadar varsın :)
YanıtlaSil“Çabaladığın kadar varsın” Çok güzel insana motive veren bir yazı olmuş :)
YanıtlaSilçabalayan kaleminize sağlık
YanıtlaSil