EN BÜYÜK SERMAYE
Başın öne eğilmesin…. Aldırma gönül
aldırma….
Seni bu dertler oyalar…
Aldırma gönül aldırma… Aldırma gönül
aldırma…. Gönül aldırma...
Kendi kendine şiir mırıldanarak dolaşan
Gönül, bir türlü projesinin başına oturamadı. Tam oturmaya niyetlendi ki, zil
çaldı. Gelen misafir onu çok şaşırttı, uzun zamandır görmediği arkadaşı Umut’tu...
“Umut Nasıl ya! Sen! Sen nereden çıktın, inanamıyorum! Nerelerdeydin bu zamana kadar? Ne güzel bir sürpriz! Gel, gir içeriye hoş geldin!”
Çocuklukları beraber geçmişti, küçücük,
sevimli mahallelerinde. Ne güzel günlerdi o günler ve eski günleri anıyor olmak,
ne güzel duyguydu. Hemen hazırlığa başladılar. En sevdikleri menemeni yapıp
yanına da mis gibi bir çay ve kahvaltı hazırdı... Çaylarını yudumlarken bir
yandan sohbete daldılar.
Gönül: “Eee, anlat bakalım kanka neler
yaşadın evlenip mahalleden ayrıldıktan sonra?”
Umut: “Çok zor günler yaşadım, istemeyerek
Oya’ dan ayrıldım. Tam depresyona
girmiştim ki bana çok iyi gelen bir eğitime başladım. Sanki tam benim yaşadıklarımı biliyorlardı da
bana onları anlattılar.
Ben ne hatalar yapmışım meğer bu
hayatta. Ne çok yanlış yere emek edip, kendimi kandırmışım, oyalamışım. Bunları
fark edince, tam hayata küsecekken yeni bir sayfa açıldı.
Şimdi yaşamayı daha çok seviyorum, işimi,
evimi, ailemi... Hepsi ile daha mutluyum:)
Meğer her şey insanın kendini
değiştirmesiyle, hayatında yaptığı hataları görüp kabullenmesiyle başlıyormuş!
Meğer bizmişiz hayatı
kendimize zorlaştıran, çekilmez yapan.
Meğer değerli olan
bizmişiz kanka!
İnsan önce kendini
sevmeliymiş ki sonra başkalarını sevebilsin...
İnsan kendine değer verip sevince ilişkileri de değişiyormuş güçleniyormuş...
Gönül pür dikkat Umut'u dinliyordu. Umut devam etti:
Meğer insanın başına gelenler hep
kendi seçimlerinin sonucuymuş…
Deneyerek değil de öğrenerek devam
etmeliymiş hayatına insan...
Öğrendiğim en önemli şey, hayatımızın her alanından dönüş vardır. Yeter ki insan problemini kabul edip toparlamak istesin.
Ne güzel değil mi? Hayat hep bizden yana….
Biz neyi görmek istedik de hayat bize
göstermedi?
Biz neyi yapmak istedik de hayat bize
sunmadı?
Yaşadıklarımızın; hep bizim yapıp
ettiklerimizle ilgili olduğunu anladım. Sadece dikkat edeceğimiz şey, doğruları
güzel yapmak. Ve böylece doğru sonuçlara ulaşmak. Bazen hemen, bazen yarın, bazen de yıllar
sonra ...
Yeter ki doğru sebepler olsun elimizdeki
sermayemiz...
İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar…
Eylemleri de bu isteği kovalar...
Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
Biz neyi görmek istedik de hayat bize göstermedi?
YanıtlaSilNe güzel bir karşılaşma… umut olacak galiba Gönül’e de… çünkü hayatta tesadüf diye bir şey yoktur :)
YanıtlaSilDibini gördüm hayatın; dediğimiz yerden doğuyoruz yeniden...
YanıtlaSilKaranlığın en koyu anı, şafağın sökmesine en yakın vakit oluyor.
Çözümü hemen zıddinda yer alıyor
Doğru sebepleri oluşturmak bütün mesele.... Birde doğru sebepleri bilebilsek ne güzel olur..
YanıtlaSildoğru sebeplerimiz olsun hayatımız da inşAllah
YanıtlaSil“Her çözüm kabulden sonra başlar.”
YanıtlaSilElinize emeğinize sağlık. Kaleminize sağlık 🌸
YanıtlaSilGerçekten de hayatta “Ne ekersen onu biçersin” sözü çok kıymetliymiş…
Her şey bizim elimizde yeterki doğru tepkiler verebilelim 🌸
Sermayemiz en doğru ve gerçek sebepler olsun
YanıtlaSilNe kadar tuhaf geliyor, çözümün kendinde olması...
YanıtlaSilBaşkalarından beklemek daha kolayken insanın düşünce sistemini değiştirmesi bayağı zor geliyor