SİZİN DE BAŞINIZA GELDİ Mİ?
Bir yere baktığınızda genellikle neyi fark edersiniz?
Detayları mı?
Bütünü mü?
Farklılıkları mı? Benzerlikleri mi?
Anne oğlundan karpuz istediğinde;
“Oğlum ben o karpuzu mu dedim? Ah oğlum… Çekirdekli bu.” diyenlerden misiniz?
“Anne sen karpuz istedin, ben de aldım işte. Ne fark eder?” diye düşünenlerden misiniz?
Bir işin yapılıp yapılmadığıyla ilgilenenlerden misiniz?
Yoksa nasıl yapıldığına önem verenlerden mi?
Peki ya iki gün önceki olayı düşünüp hala üzülenlerden misiniz?
Dün ne yediğini hatırlayamayanlardan mı?
Peki, her şeyi en ince detayına kadar anlatanlardan mısınız?
Yoksa anlatmaktan kaçmanın yolunu arayanlardan mı?
Sahi...
Sizin de en sevmediğiniz insan dibinizde biter mi?
Hani o hiç susmayan, anlattıkça anlatan...
Anlattıkça yine anlatan...
Ya da o sessizce köşede duran, varla yok arası olan. Dinliyor mu dinlemiyor mu belli olmayan…
Anlattığınıza pişman eden, hep olumsuzu gören...
Sürekli geçmişi konuşup, günümüze gelemeyen…
Ya da o; kimseye hayır diyemeyen...
Hatırladınız mı onları?
Siz de “Hep mi aynı insanlar beni buluyor ya?” derken buldunuz mu hiç kendinizi?
Hani o zor anların bir de tuzu biberi olan...
Siz kaçtıkça gelen, uzaklaştıkça dibinizde biten ve en son kucağınıza verilen...
Evet evet o “halası kılıklı, aynı babaannesinin huyu” denilen...
“O yüzden mii”... diyenlerden misiniz?
Evet, o yüzden…
Ama geç değil, değiştirmek istiyorsan...
İnsan neyi neden yaptığını hep merak eder. “Yapma dediğim şeyleri yüzlerce kez tekrar ediyor, kasten yapıyor o zaman, bana gıcıklığına böyle davranıyor” dediğimiz olaylarda aslında yapan kişinin bile farkında olmadan yaptıklarının bir sebebi var.
Benim ve onların yaptığı şeyler bizi bir yere taşımalıyken neden aynı çemberde takılı kaldık?
Bizi bir araya getiren farklılıklar şu an neden tartışma sebebimiz?
Benzer insanlar benzer davranış sergilerken…
Seni tanıyamıyorum artık diyor.
Onun yapıp ettiklerinin karşılığını verirken ben bile tanımıyorum ki kendimi.
Belki de karşımızdakini tanımak ve anlamak için çabalamak yerine önce kendimizi tanımayla başlayabiliriz sürece.
Milyarlarca insan içinde 'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun!
Oysa hak eden olmak, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?
Evet dünyada farklı kişilik ve tarzların olduğunu hepimiz duymuşuzdur ama bunların kendimizle ilişkisini bu kadar net ve hikmetle anlatan bir seminer... İnsanları ve kendimizi gerçekten kabullenmemizi sağlayan ve böylece gelişiminin önünü açan ve ilişkileri yönetmenin stratejilerini veren…
YanıtlaSilAslında insan en çok da kendine yabancı :)
YanıtlaSilFarklılıkların aslında beni geliştirmek için olduğunu bilmek insanı ne kadar rahatlatıyor
YanıtlaSilBizi bir araya getiren farklılıklar bugün tartışma sebebi...
YanıtlaSilOysa zıttımız ile birbirimizi tamamlayacağız değil mi?
Önce kendimizi tanımamızı sağlayan, sonra denize atılan taş misali halka halka yayılan bir eğitim. Sonra evladını, sonra......
YanıtlaSilGerçek, çok gerçek🥰
İnsan tanışırken "Nelerden hoşlanırsın?", "Neleri sevmezsin?" der karşı tarafa ama peki ben neyi severim, nelerden rahatsız olurum?... En çok kıymet vermemiz gereken kişi aynı zamanda en çok ihmal ettiğimiz kişi. Yani kendimiz. Ellerinize sağlık👏🏻👏🏻
YanıtlaSilBiraz insan kendinin ve etrafındaki insanları tanıyınca iletişiminde bayağı yol alıyor
YanıtlaSilRabbimiz bize özümüzü bulmamız için yardım et :)
YanıtlaSilBayıldım yazınıza teşekkürler :)
YanıtlaSilİnsan en çok da kendine yabancı…
SilEmeğinize sağlık…
Sevmediğim insan cümlesi yerine öğreneceğim insan cümlesi geldi. Teşekkürler Deneyimsel Tasarım Öğretisi..
YanıtlaSilBu farklılıklar neden oluyor?Kendimizi nasıl tanıyacağız?
YanıtlaSilBunun bir yolu var mıdır?