Salıncaktaki Yan
Rol
Meltem; bahçedeki salıncakta
sallanıyor, cıvıldayan kuşların seslerini dinliyordu. Rüzgâr ılık ılık esiyor Meltem’in
saçlarını okşuyordu. Çocukluğundan beri en sevdiği şeylerden biriydi salıncakta
sallanmak. Çünkü tüm dertlerini unuttururdu ona ama bu kez öyle olmamış acısını
salıncak da unutturamamıştı.
Beynindeki sesler susmuyor, adeta
soru yağmuruna tutuyordu onu. Ömrünün geçen senelerine baktığında insan kendine
bir rol seçip, yıllarca hep bu rolü oynuyor diye düşünürken buldu kendini.
‘’Bu mağdur kişi, güçlü kişi,
yönetici kişi, koruyucu kişi ya da kendini başkalarını memnun etmeye adamış
kişi. Ah evet! O sonuncusu benim işte. Her ne kadar yaşadıklarım için
başkalarını suçlasam da seçim benim seçimim. Bu şekilde çok mutsuz olsam da
farkına varsam da başkalaşmak istesem de elimden gelmiyor. Alışmış olduğum şey güvenilir
geliyor. Konfor alanımdan çıkarsam sanki tüm dünya tersine döner gibi geliyor ve
yine farklı hikâye de aynı rolü oynamak düşüyor payıma…’’
“Ne yazık ki ne istediğimi bile sormamışım kendime” dedi
içinden.
“Sen nasıl mutlu olacaksın Meltem?”
diyememişim kendime. O benim iyiliğimi istemiş, o benim mutluluğumu düşünmüş, o
beni seviyormuş… Peki ya ben ve hedeflerim?
İnsan etrafındakilere kendi tercihleri ile ilgili fütursuzca “sen istersen ben bundan da vazgeçerim” mesajı verirse, insanlar da o istekleri önemsememeye başlarlar. Böyle böyle de hayatının başrolünü bir başkasına kaptırıverirler. Bir başrolün filminde figüran olduğu görülmüş şey midir? Ama olur da başrol, başrollüğünün hakkını vermezse, hikaye başrolsüz oynanmayacağına göre elinden kayar gider.
İnsan tek yaşayan bir canlı değil
elbette. Bu hayatta birileriyle iletişim kurmaya ihtiyaç duyar. Ya bir manavdan
bir şey almak için, ya bir mağazadan kıyafet veya kırtasiyeden kitap. Hiçbir
şey olmasa bile bazen derdini anlatıp rahatlamak ister. Bu sebeple bu ilişki
tek yönlü olamayacağı için her iki taraf da kefesinden bir şeyler koyar ortaya.
Bu sayede terazi dengelenir ve sağlıklı ilişkiler kurar insan ama teraziye
sadece bir taraf bir şeyler koymaya başladığında işte o zaman denge kayar,
ilişkiler bozulur...
Meltem de bunu fark etmişti
aslında. Uzun zamandır zihninde evirip çevirdiği şeyler sonunda bir kapıya
varmıştı. “Artık başkalarını suçlamaktan vazgeçmeliyim, kendi hayatım için bir
şeyler yapmaya başlamalıyım” dedi ve salıncaktan indi ama bu kez bir çocuk gibi
zıplayarak değil de bir yetişkin gibi ayaklarını
sağlam yere basarak inmişti o salıncaktan.
Bir şeyleri değiştirirken
zorlanacak olsa da en azından nereden başlayacağını biliyordu artık. Bu kez
gerçekten iyi gelmişti ona salıncakta geçirdiği vakit. Daha öncekiler hayatın
eğlencesi, bu kez ise farkındalıktı keyfini sürdüğü. Tabi tek farkla;
dertlerini unutarak değil düşünüp, çözüm arayarak...
Her gerçek, heybesinde bir bedel
taşır…
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek
istemediği için gerçeği de reddeder…
Dolayısıyla insan, mutlaka
yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek
amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek,
doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin
gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları
insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı
sağlar.
Problemi görmezden gelmek evi süpürüp pisliği halının altına toplamak gibi
YanıtlaSilSadece kendi hayatında başrol olmayı istemek dileği ile... Elinize sağlık
YanıtlaSil
YanıtlaSilMeltem çok güzel bir fiil de bulunmuş. Kendine vermediği değeri artık bundan sonra verip daha başarılı olacağını odaklaması güzel. Düşence ve bilinçini iyi ve güzel faydalı bir şeye odaklaması da ayrıca taktire şayandı benim için
🌹🤲
Her insan kendi hayatında başrol oyuncusudur. Eğer benim hayatımdaki kararları başkası alıyorsa ben kendi hayatımda yan yol yan oyuncu bir piyon gibi yani kendi hayatında etkisiz eleman gibi olurum ne kadar acı değil mi o zaman o hayatı kim yaşar, Ben mi , peki benim hayatıma ne oldu... Düşündüren bir yazı olmuş Çok teşekkürler...
YanıtlaSilBu hayatta insan ne istediğini bilince herşey daha kolay oluyor..
YanıtlaSilKaleminize sağlık :)
Doğru...Her cümlesi ile mükemmel...
YanıtlaSilİnsanın kendi hayatını düşündürücü bir yazı kaleminize sağlık 🥰
YanıtlaSilSalıncaktan geç olmadan farkında olarak inmek lazım :)
YanıtlaSilHayatın her alanından mutlaka geri dönüş var yeterki insan farkında olabilsin ve çözüm için adım atmaya karar versin ...kalrminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilİnsanın hedefi olmalı bu hayatta…
YanıtlaSilVe bu hedefi uğruna mücadele etmeli…
Emeğinize sağlık…
İnsanın düştüğü ne büyük bir yanılgı… “Kendini başkalarını memnun etmeye adamak” Bunu anlamak bile çok önemli. Elinize sağlık.
YanıtlaSilinsanın daima kendi rolü neresi diye sorması gerekli kendine ....
YanıtlaSilHayatının baş rolünde olan kişi her zaman kendi problemlerini görebilen ve çözebilen oluyor. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilŞikayet eden de hatayı yapanın da aynı kişi olması çok tuhaf
YanıtlaSilÖnce kendini tanımalı keşfetmeli insan ki çizgilerini ve ne istediğini bilebilsin. Hepimizin kendini bilen ve önceliği kendisi olan bireyler olması dileğiyle…
YanıtlaSilDertleri unutup öylesine yaşamak gibi sallanıp duruyoruz hayatta. Çözüm bulmak istemiyoruz gibi geliyor bazen sanırım zor geliyor çözmek bir şeyler yapmak… hep başkası çözsün istiyor insan. Başkasından beklemek: işte bizi asıl mutsuz eden şey bu!!!
YanıtlaSilİlla bir şey bekleyeceksek beklenmeyeni bekleyelim diyip kafaları karıştırayım ;)