DAHA NE ALSAM?
Aylardır iş arıyor ama bir türlü
bulamıyordu. O sabah da umutla evden çıktı. Kapı kapı geziyor CV bırakıyordu. O
gün arkadaşı Leyla’nın çalıştığı firmaya da uğradı.
Leyla: Nevin, aslında bir iş var ama sen ne dersin bilemiyorum. Patronun üçüz bebekleri oldu. Bir süredir bakıcı arıyorlar. Sen de çocukları pek seversin bilirim. Yeğenlerini de sen büyüttün. Ne de olsa tecrüben var, gel bu işi kabul et derim ben sana. Hem güvenilir, dürüst insanlar ödemeni de tam zamanında yaparlar.
Nevin, o
kadar okudum 4 yıllık fakülte bitirdim ben Leyla… Şimdi bebek mi bakayım… Dese
de artık gerçekten paraya ihtiyacı
vardı. Babasının vefatının ardından ağabeyi çalışmaya başlamıştı. Onun maaşı
ise ancak evin ihtiyaçlarını karşılıyordu. Kendine bir harçlık dahi bırakacak
para artmıyordu. Oysa ne çok severdi çeşit çeşit giyinmeyi, makyaj malzemeleri
alıp süslenmeyi, her fırsatta gezmeyi, farklı tatlar denemeyi…
Üniversite
sınavına hazırlanırken dahi “Benim çok para kazanacağım bir mesleğim olmalı”
derdi Nevin…
Tamam,
dedi. Biraz para biriktirir bu arada iş aramaya devam ederim diye düşündü
içinden.
Üçüzler, pek tatlı, mis kokulu bebeklerdi, kısa sürede alışmıştı onlara. Gün nasıl geçiyor anlamıyordu. Aile ise Nevin’den pek memnundu. Bu yüzden ona dolgun bir maaş veriyorlardı.
Nevin her maaş günü
sanki susamış gibi daha eve ulaşmadan alışverişe gidiyor, tüm emeğini
kıyafetlere, makyaj malzemelerine harcıyordu. Geçen zamanda Nevin’in alışveriş
dengesi şaşmış, kredi kartı limitleri dolmuştu. Harcadığı kazandığını geçmiş,
geliri ancak taksitlere yeter olmuştu.
Çareyi
zam istemekte buldu ama daha geçen ay zam yapılmıştı maaşına. İsteyecek yüzü
yoktu ama buna mecbur kalmıştı. Bir yol
bulmalıydı. Çareyi “işten ayrılmayı düşünüyorum” demekte buldu. Böyle söylerse
onu kaybetmek istemezler biraz daha fazla ücret önerirler diye geçirdi içinden.
Aile
için önemli olan bebeklerin bakımıydı. O yüzden Nevin’i de sürekli memnun
etmeye çalışıyorlardı. Evin genç kızı muamelesi görüyor, istedikleri alınıyor,
söyledikleri yapılıyordu.
Evet, planı işe yaramıştı. Bir zam daha yapılmıştı.
Artık
daha çok kazanıyor, kazandıkça da harcıyordu.
Ne
var ki hiç bir şey değişmemişti. Kısa sürede yine harcamalarına yetişemez hale
gelmişti Nevin
Şimdi
ise çoktan söylenmeye başlamış, yaptığı işin bedelinin bu olmadığından şikâyet
eder olmuştu. Çok yoruluyorum, bebekler hiç durmuyor... O kadar emeğime
karşılık ne umuyor ne buluyorum gibi konuşmalarıyla evin hanımını huzursuz
ediyordu.
Onun bu
değişimi gözden kaçmıyordu. Artık memnuniyetsiz tavırlarıyla dikkat çekiyordu.
Bir kez
daha işten ayrılma fikrini söyledi Nevin ama bu sefer karşılaştığı tavır hiç de
düşündüğü gibi olmadı.
Tamam
dedi, Nuran hanım.
Bu
cevabı hiç beklemeyen Nevin bu sefer de “Ben de yorgunluktan ne söylediğimi
bilmiyorum” diyerek geri adım attı.
Nuran
Hanım ona “Bak Nevin belli ki masrafın çok. O yüzden sürekli artış bekliyorsun,
alamayınca da kendini mutsuz ediyorsun. Biz de bugünlere kolay gelmedik. Mehmet
Bey hem okudu hem de çalıştı. Fakülteyi de derece ile bitirdi. Evimizi kurarken
zor geçen zamanlarımızda ise hiç şikâyet etmedik, kazanmanın da harcamanın da
kıymetini bildik.” dedi.
Nevin onda
soğuk duş etkisi yapan sözleri düşününce, uzun süre işsiz kaldığı zamanları
hatırladı.
Evet,
vaktinin büyük çoğunluğunu geçirdiği bu evde ne kadar da güzel bir denge, huzur vardı, hem de öğrenecek
ne çok şeyi…
Kendisi
de bu dengeyi elde edebilecek miydi acaba? İnsan birden bire bozduğu dengeleri
yerine koyamasa da yapılan hataların geri dönüş yolu mutlaka var. Yeter ki
insan yanlışa gidişinde kapısında biriktirdiği faturaları ödemeye niyet etsin….
Her gerçek, heybesinde bir bedel
taşır…
İnsanların çoğu, o bedeli ödemek
istemediği için gerçeği de reddeder…
Dolayısıyla insan, mutlaka
yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur…
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın gerçek
amacını amaç edinmiştir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek
için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine
yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre
daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
İnsan tüketmeye başladıkça nasıl da yük olmaya başlıyor.
YanıtlaSilNe kadar da tanıdık....Bu bazen bir bakıcı öyküsü olur , bazen bir yardımcı, bazen ise bir evlat...sadece kişiler değişiyor...ama olay hep aynı...nerde dengeyi bozuyorsak orada bir sorunla karşılaşacağımız gerçeğini hiç unutmamak dileğiyle...emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilİnsan alışveriş bağımlılığı olunca kendine nas
YanıtlaSilİnsan alışveriş bağımlılığı olunca kendine nasıl da haklı sebepler buluyor
YanıtlaSilGaliba mutluluğun satın alınacağını uydurduk ve tüketim çılgınlığı da böylece ortaya çıktı. Çevremdeki insanlar “ben kendime değer veriyorum eğlenmek benim de hakkım” diyerek kendilerini borç ve kredi kart hapishanesine zincirliyorlar. Tamam kendine değer ver de emeğin değeri sınırsız harcamak mı olmalı? Değerliyim deyip kendini her yerde harcamak… nasıl mutsuz olunur’un cevabını veriyor bize. Ümit var mı var! Yeter ki insan yanlışa gidişinde kapısında biriktirdiği faturaları ödemeye niyet etsin…
YanıtlaSilİnsanın tükettikçe tüketesi, ürettikçe de üretesi geliyor... Oysa bilsek ki asıl hiç huzurumuz üretmekle sağlanıyor..
YanıtlaSilHalbuki insanın ürettiği kadar tüketim hakkı vardı ama insan bunu hiç düşünmeden harcamayı kendisine hak gördü
YanıtlaSilİnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder…
YanıtlaSilTüketim isteği kurnaz çözümlere yöneltebiliyor bazen…
YanıtlaSilcok güzel bir yazi olmus
YanıtlaSilİnsan tükettikçe tüketesi geliyor. Her şeyin aşırısı zarar. Daha çok mutlu olunur zannediyoruz. Hep daha fazlasını ister insan.
YanıtlaSilİnsanın bilinci kapanınca tükettikçe tüketesi geliyor, oysa ki üretim yaptıysan tüketim hakkın var.
YanıtlaSilİnsanın tükettikçe tüketesi geliyor..
YanıtlaSilKalemimize sağlık 🙏
Herşeyin geçici olduğu bu dünyada ne kadar çok tüketmek ne kadar çok sahip olmak istiyordu insan.*Asra yemin olsun ki insan ziyandadır*
YanıtlaSilTükettikçe doyacağız zannediyoruz, daha çok acıktırdığının ve mutsuz ettiğinin farkında değiliz.. Tam da düğün sezonu olan bu dönemde doğru yerlere dikkat etmekle ilgili de çok güzel bir yazı olmuş...
YanıtlaSilDaha fazlasını elde ettikçe daha mutlu olacağını zannederken insan nasıl da daha mutsuz ve doyumsuz oluyor… Çünkü hep daha fazlası var..
YanıtlaSilİnsan tükettikçe tüketmek istiyor.
YanıtlaSilTatmin olacağını zannederken daha çok acıkıyor. Çünkü tatmin olmak daha çok tüketerek değil, payına düşene razı olarak olur😊
Kaleminize sağlık…
İnsan tükettikçe daha fazlasını tüketmek istiyor.
YanıtlaSilİnsan tüketimde aşırıya gittiğinde tatminsiz oluyor. Elinize sağlık.
YanıtlaSilAklıma ayağını yorganına göre uzat atasözü geldi. Lakin insan isteklerine yenik düştüğünde ihtiyaç fazlası neler neler satın alabiliyor. Nevin'i okurken kendimi gördüm sanki....Okurken farkettiğim ama kendimde fark etmediğim acıtan gerçekler....
YanıtlaSilİnsan isteklerini yönetemediğin de istekleri onu yönetir ve çıkmaza sürükler... ne kadar güzel bir yazı ellerinize sağlık.
YanıtlaSilTüketim arttıkça insan hem tatminsizleşiyor, hem de mutsuzluğu artıyor. Elinize sağlık
YanıtlaSilBöyle memnuniyetsiz bir insana dönüşmekten korkarım. Gerçekten mutlu olanlardan olmak için verilenlerden razı olmak üst düzey bir stil.
YanıtlaSilSınırsızca tüketmek hiç bir zaman çözüm olmuyor...
YanıtlaSil"İnsan birden bire bozduğu dengeleri yerine koyamasa da yapılan hataların geri dönüş yolu mutlaka var. Yeter ki insan yanlışa gidişinde kapısında biriktirdiği faturaları ödemeye niyet etsin…."
Çok güzel ifade edilmiş. Emeğinize sağlık:)
insan tüketimde dengeyi bozduğunda bu hayatının geneline nasıl da yansıyor. yazı bunu çok güzel ortaya koymuş.
YanıtlaSilSinsi başlayan hastalık gibi. Kendimize bir şeyleri hak gördükce yayılan ve habis özellikler kazanan tüketim alışkanlıklarımız. Oysa sahip olduklarımızın çok daha azı ile oldukça rahat yaşayabilirdik
YanıtlaSilZararın neresinden dönsek kâr. Mesele zararda olduğumuzu farkedebilmek. Çok güzel bir yazı olmuş. Tebrikler👏🏻
YanıtlaSilTükettiğinden fazla, ürettiğinde huzur buluyor insan.
YanıtlaSil