EYVALLAH

 

EYVALLAH

“Benim hala umudum var.”

“Güzel günler bizi bekler.”

“Eyvallah dersin olur biterrrrr…”

Şarkı bir yandan çalarken Ezgi de hazırlanıyordu.

Aynanın karşısında küpelerini takarken bir anda şarkının sözlerine takıldı; “Eyvallah dersin olur biter.”

EYVALLAH

Eyvallah diyebilmek mümkün müydü her şeye? Kendine dönüp baktığında, eyvallah dediği şeyler parmağıyla sayabileceği kadar azdı. Ezgi’ye göre her şey kurallı olmalıydı. Kuralsız yaşamak mı? Düşünmesi bile çok zordu. “Neyse” dedi geç kalmadan yola çıkmalıydı, evden çıkmak için planladığı saat gelmişti.

Yolda giderken, ayçiçekleri tarlasını gördü. Hepsi yüzünü güneşe doğru dönmüştü. Daha önce de görmüştü ama neden diye hiç düşünmemişti.

“Neyse” dedi devam yola…

Sonunda aylardır gitmediği minik yazlığına ulaştı. O yokken köpekleri, tavukları ve tavşanları Hüseyin amcaya emanetti. Hüseyin amca, oradaki hayvanlarla ilgileniyor, onlara gözü gibi bakıyordu. Bostanı da ihmal etmeyip güzel güzel domatesler, biberler yetiştiriyordu. Sıcakkanlılığı, her koşulda bulduğu çözümleri ve meşhur ‘’hallederiz’’ mottosuyla hayran kaldığı Hüseyin amcası…

Tam bostanı sularken Ezgi girdi içeriye.

“Ben geldiiiiim!”

Hüseyin amcanın haberi vardı. “Ezgi gelsin de kırmızı kırmızı domatesleri görsün!” diye seviniyordu.

“Çok yoruldum Hüseyin amcacım, biraz tatil yapmak istedim. Burada kafa dinlemek iyi gelecek.”

“İyi yapmışşın kızım, bak ne güzel de yetişti sebzeler, hepsi seni bekliyor. Kapıya yakın olan kiraz ağacı biraz hastalanmış ama merak etme hallederiz. Bir de yeni bir kapı komşun var, bak yeni taşınmışlar şehirden” deyip evlerinin bahçesinde tadilat yapan çifti gösterdikten sonra evine geçti Ezgi.

Bir an kendini o çiftin yerine koydu. Bütün hayatını, yaşanmışlıklarını bırakıp “Yazlık hayatına dönsem nasıl olur?” diye düşündü. Yok olmaz, nasıl yapacaktı ki? Arkadaşları, hatıraları, işi, mutlu mutsuz her türlü anını bırakmak bu kadar kolay olamazdı.

Yatağına uzandı, penceresi tam da ormanı görüyordu. Hemen penceresinin önünde minik bir elma ağacı vardı. Gözü ona takıldı. Dalları hafif esen rüzgârda bir sağa bir sola sallanıyor, arada dertleşse biraz daha eğiliyor ama kırılmıyordu.

Sonra yoldaki ayçiçekleri geldi aklına, hepsi yüzünü güneşe dönmüştü.  Elma dallarının rüzgâra uyumlandığı gibi, uyumlanmışlardı bir kere güneşe… ”İnsan neden uyumlanamasın ki?” dedi içinden.

Bunun için ne gerekiyordu?

Ezgi’nin hayatı boyunca korktuğu o şey; uyum. Yeni olan her şey onu biraz tedirgin ettiğinden, kimi zaman da esneyemediğinden veya elindekileri kaybetme korkusundan zor bir giriş kapısı gibiydi.

İnsan bazen adım atmaktan veya sahip olduğu koşulların değişmesinden korkar. Yeni bir yol ona çok zor görünür. Başkaları için her gün bir yeni macera iken bazıları için ise korkulu bir rüyadır sanki... Öyle ya da böyle hastalanan kirazı iyi etmek adına çözüm yolları bulmanın veya şehirden köye yepyeni bir hayata başlamanın alfabesi uyumlanmaktan geçer. İnsan sahip olduğu derde çare bulabilmek veya hedefine ulaşabilmek için o yolun kıvrımlarına uygun yürümeyi öğrenmelidir. Yoldaki taşlara, çukurlara veya engebelere ‘’eyvallah’’ deyip adımlarına devam etmelidir. Bir günde olur mu? Olmaz ama o yola bir gün çıkılırsa olur. Çünkü umut hep var.

Tıpkı Ezgi’nin ağzına dolandığını fark etmeden mırıldandığı şarkıdaki gibi;

“Benim hala umudum var.”

“Güzel günleeeer bizi bekleeeer.”

“Eyvallah dersin  olur biteeeer.”

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın dününden daha iyi olmasını hedefleyen bir bilgi teknolojisidir.

    İnsanın nasılsın sorusuna standart cevabıdır; "Nasıl olsun aynı." Hayat aslında sandığımızın aksine, dinamiktir ve insan bu dinamikte hep hareket halindedir. Ya ilerleriz ya da gerileriz... İleri gitmekse niyet, beni ileriye taşıyacak bilgilere ihtiyacım var. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanı dününden daha iyi yapacak gerçek bilgiler verir. 

Her gerçek, heybesinde bir bedel taşır...

İnsanların çoğu, o bedeli ödemek istemediği için gerçeği de reddeder...

Dolayısıyla insan, mutlaka yüzleşeceği bedelleri büyütmüş olur...

 

 

 

Yorumlar

  1. Ne çok taşlar var biriktirdiğimiz vazgeçmediğimiz. Oradan oraya götürmeye çalıştığımız. Ne çok kontrol meraklısı olduğumuz bir hayatımız var. Nice güzellikler geçip giderken birkaç şeye takılmakla kaybediyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Su gibi olabilmek bu hayatta...
    Su gibi hafif, esnek, uyumlu...

    YanıtlaSil
  3. Karşımıza çıkan her türlü engele düşman gibi bakmadan ilerisinde ulaşacağımız başarıya bakmak diyorsun… takılma hatta takılsan da takılma diyorsun… devam et hareketi durdurma diyorsun… yani hayat düşmanım değil mürebbiyem diyorsun… hızlı olamasan da başla diyorsun… peki umudu yeşertelim :)

    YanıtlaSil
  4. Dinçer Baştuğ11 Nisan 2024 02:35

    İnsan hayat sahnesindeyse evet hala bi umut vardır. İçerisinde olduğu yeni durumuna, yeni aileye, yeni şehre her ne ise yeni dahil olduğu uyumlandığında yoluna girmeye başlıyor bir şeyler.

    YanıtlaSil
  5. Kimbilir belki de bize işaretler veriliyordur yenisi eskisinden daha iyi olacak diye

    YanıtlaSil
  6. “Benim hala umudum var”
    Ellerinize sağlık 😊

    YanıtlaSil
  7. İnsan uyum sağlayabilirse yalnız orada mutluluk elde edebilir

    YanıtlaSil
  8. Emeğinize ve Kaleminize sağlık çok anlamlı, fayda dolu… inşALLAH doğru yerlerde Eyvallah demek nasip olur🌻

    YanıtlaSil
  9. Doğaya baktığımızda her şey çok uyumluyken insan neden uyumlanmamak için bu kadar direnir…

    YanıtlaSil
  10. Yeni başlangıçlar her zaman zor gelir insana. Burdada bunları aşmak için farkındalık oluşturmak gerekli!

    YanıtlaSil
  11. Emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  12. Güzel Günler18 Nisan 2024 11:47

    Uyumlanmaktan kasıt kendini feda edip rengini kaybetmek değildir. Hayatın engelli koşusunda kendi rengimizle güzel bir öykü sunmaktır.

    YanıtlaSil
  13. Bir günde olur mu? Olmaz ama o yola bir gün çıkılırsa olur. Çünkü umut hep var... Yolda olabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  14. Ana problem. Konfor alanını görüp ve terk edecek güçü kendinde görmemek

    YanıtlaSil
  15. Güzel günler seni bekler, peki sen onlara gitmeye niyetli misin?

    YanıtlaSil
  16. Ümitvâr olmak… :))

    YanıtlaSil
  17. Bu hayatta uyumlanabilenler kazanır...

    YanıtlaSil
  18. Güzel günler bizi bekler

    YanıtlaSil
  19. sana verilene uyumlanmak, senden istenene uyumlanmak bu hayatta neden var olduğunun cevabını bilmekten geçiyor. o zaman öykünün neden olduğunu anlayıp uyumlanacak motivasyonu olabiliyor insanın

    YanıtlaSil
  20. Galiba rahatını bozmadan insana bir şey verilmiyor. :)

    YanıtlaSil
  21. Hayatın getirdiklerine uyumlanabilmeli insan...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder