ÖZGÜRLÜK BENİM GÖBEK ADIM 1
Günün erken saatleri, gökyüzü
aydınlanmış, kuşların cıvıltısı her yeri kaplamıştı. Asude yolda seksek
oynarcasına zıplaya zıplaya okula gidiyordu. Normal zamanda okula böyle seve
seve gitmezdi. Bugün doğum gününe az kaldığı için çok mutluydu. Çünkü artık
özgür olacağını düşünüyordu. Her doğum günü olan özgür mü oluyordu? Hayır. O 18’ine
girecek olmanın heyecanını yaşıyordu. Sabah ilk ders pek sevdiği fizik
dersiydi. Gezegenler, yıldızlar, galaksiler, hareket yasaları,
izafiyet teorisi… Okul hayatını çok sevmese de fizik dersleri hep ilgisini
çekerdi. Fizik dersinden sonra uygulama dersine girdi. Genelde uygulama
dersinin bitmesine tahammül ederdi. “Bitse de gitsem” diye gözü saatte
dakikaları sayardı. Saate bakarken arada bir kestirirdi. Yine böyle bir gündü.
Son dersin bittiğini bildiren zil çaldı.
“Oh be! Bu ders de bitti. Yarın büyük
gün, 18 oluyorum. Yaşasın! Artık her istediğimi yapabileceğim. Kimseye hesap
vermeme de gerek kalmayacak. İstediğim gibi gezebileceğim, istediğimle arkadaş olacağım.
Artık özgürlük benim göbek adım…”
Asude’nin annesiyle babası o küçükken
ayrılmıştı. Abisi, babası ve babaannesiyle beraber yaşıyordu. Arada
sırada annesiyle görüşüyordu. Pek düzenli bir hayatı yoktu. Okula gitmekten pek
hoşlanmaz, genelde okuldan kaçardı. Yakın arkadaş çevresi de onu gaza
getiriyordu. Annesini özlüyor, onunla kalmak istiyordu ama bu pek mümkün
değildi. Babası buna hayatta izin vermezdi. O da bunu bildiği için pek
üstelemezdi.
Okuldan eve geldi ve ayaklarını
kanepeye uzattı. Perdenin kenarından sokağa baktı. Apartmanlarına yeni bir komşu
taşınıyordu. “Umarım küçük bebek yoktur” diye geçirdi içinden. Tam perdeyi
kapatacakken cama birisi tıkladı. Giriş katta oturdukları için komşuları da
cama tıklardı. Bu tıklayan komşusu değil, kalbinde kıpırtı uyandıran bir
yakışıklıydı.
‘’Merhaba, biz yeni taşınıyoruz da
henüz apartmanın anahtarını çıkaramadık. Size zahmet olmazsa otomatiğe
basabilir misiniz?’’
‘’Aa! Merhaba şey... Tabii, tabii.
Hemen basıyorum. Hoş geldiniz bu arada.’’
Yoksa hayatın ona gönderdiği doğum
günü hediyesi bu yakışıklı komşusu muydu? Akşam yemeğini yedikten sonra mutfağı
toparladı. Bulaşıkları yıkadı. Babasına ve babaannesine çay koydu. Sonra
odasına geçti ve yatağına uzandı. Kafasını yastığa koydu. Haftalardır beklediği
doğum gününe son bir saat kalmıştı. E şimdi bir saat sonra özgür mü olacaktı? Bunları
düşünürken uykuya daldı.
Neyse ki beklediği gün geldi. Gün
aydı ve güne 18 yaşına adım atarak girdi.
Pazar gününe denk geldiği için evdeydi. Her pazar kahvaltıyı hazırlar ve
ailesiyle kahvaltı yapardı. E ama bugün 18 olmuştu ve her istediğini
yapabileceğini düşünüyordu. Erkenden kalktı ve kız arkadaşlarıyla kahvaltı
yapmak için babasından harçlık istedi. Babası şaşırdı; “Ne o beraber kahvaltı
yapmayacak mıyız?” Asude; “Ee baba artık ben 18 oldum. İstediğim şeyi istediğim
zaman yaparım. Artık özgürüm ya” Babasının şaşkınlığı daha da arttı ama doğum
günü diye kırmak istemedi. “Peki öyle olsun… Ama bugünlük…” dedi.
Asude o gününü arkadaşlarıyla
geçirdi. Haftalar hatta aylar geçtikçe sanki evden uzaklaşıyordu. Babası sadece
o günlük dedi ama o günler aylara döndü. Artık sabah kahvaltıları değil, akşam
yemeklerinde de yoktu. Bir süre sonra eve geç gelmelere başladı. Hayatı çok
hızlı yaşamaya başladı. Eğleniyordu ama sanki bir yerlerde bir eksik vardı. O
anda mutlu olsa da toplamda kendini mutlu hissetmiyordu. “Neden?” diye kendi
kendine bazen soruyordu. Keyfini yerine getirebilmek için her sabah yeni bir
şeyler yapmak zorundaydı.
Reşit olur olmaz yapacağım dediği
şeyleri yapıyor olmasına rağmen neden olmamıştı? Hayatımda biri yok, acaba
ondan mı dedi kendi kendine ve camdan dışarıda atıştırmaya başlayan hafif
yağmuru seyre daldı.
Devam edecek…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın dününden daha iyi olmasını hedefleyen bir bilgi teknolojisidir.
İnsanın nasılsın sorusuna standart cevabıdır; "Nasıl olsun aynı." Hayat aslında sandığımızın aksine, dinamiktir ve insan bu dinamikte hep hareket halindedir. Ya ilerleriz ya da gerileriz... İleri gitmekse niyet, beni ileriye taşıyacak bilgilere ihtiyacım var.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanı dününden daha iyi yapacak gerçek bilgiler verir.
İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar…
Eylemleri de bu isteği kovalar...
Oysa hak eden olmak, hakkını
aramaktan daha değerli değil midir?
Ne güzel bir kesit yaşamdan. Öğretici. İnşallah öğrenmeyi merak eden çok okurları olur
YanıtlaSilEllerinize sağlık sürekli mutlu olabilmek nasıl olurdu acaba
YanıtlaSilZamanda yolculuk yaptım
YanıtlaSilİnsan hsyatında hep en çok istediklerinden sınanır
YanıtlaSilÖzgur olunca mutlu mu olacaktı insan,gerçek özgürlük gerçek mutluluk neydi ki?bunun idrakina varınca evet o zaman dönüsum başlayacak...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık🌼 Çok akıcı detaylı bir yazı olmuş merakla beklemekteyiz😊
YanıtlaSilMutluluk ne idi maddesel bir durum mu anlık haz mı yoksa bütünde başarıya ulaşmak mı?
YanıtlaSilSabırsızlıkla devamını bekliyorum
YanıtlaSilÖzgürlük; her istediğini yapabilmek mi? Peki gerçekte özgürlük ne demek?
YanıtlaSilYani merakımdan soruyorum bizim yakışıklı ne oldu? Neyse ama gerçekten özgürlük her istediğini yapmaksa o zaman Asude neden mutlu değil tam anlamıyla? Düşünelim.
YanıtlaSilSade, yalın ve güzel bir yazı olmuş. Her genç 18 e gelince bir şeylerin çok farklı olacağını hayal ediyor. evet ama aynı zamanda da sorumluklarda da peşi sıra artıyor.
YanıtlaSilNasıl hayatı anlamışsak, bende 18 olursam artık özgür olacam zan edenlerdendim ;)
YanıtlaSilHer şeyi yapabileceğini zannetmek… Özgür olmak gerçekte ne demek?
YanıtlaSilDevamı meraklandırdı... :)
YanıtlaSilİnsan bazen ulaştığında herşeyin değişeceğini düşündüğü şeylere ulaştığında hicde öyle olmadığını görür
YanıtlaSilDevamı ne zaman acaba ? :)
YanıtlaSilDevamı ne zaman acaba? :))
YanıtlaSilEllerinize sağlık..
YanıtlaSil