Bu Öykünün Süper Kahramanı Kim?

 Bu Öykünün Süper Kahramanı Kim?

Zehra, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte telefonun alarmıyla uyandı. Zihnindeki ses "Hadi Zehra çocuklar okula gidecek, kahvaltıyı hazırla" diyordu. Mutfağa doğru giderken bir yandan da sağda solda duran dağınıklığı toplamaya çalışıyordu. “Dört kişinin dağıttığını ben topluyorum.” dedi kendi kendine. Evdeki işler onun için yapılmayı bekleyen bir görev gibiydi. Üstelik ne yaparsa yapsın, çocuklar memnun da olmuyordu. İşlerin zaten onun göreviymiş gibi görülmesi onun için dayanılmaz bir hal almıştı.

Bu Öykünün Süper Kahramanı Kim?

Zehra çocuklarının her problemine koşturup, evin süper kahramanı gibi bir oradan bir oraya uçuyordu. Onların imkanlarını artırarak daha iyi anne olacağını düşünüyordu. Çocukları ise günden güne daha da umursamaz davranışlar sergiliyordu. Yine de onlar üzülmesin diye hep aynı şeyi yapmaktan kendini alamıyordu. 

Başlarda fark etmese de çocuklardaki şımarıklık arttıkça kafasına takmaya başladı. “İyi bir anne miyim? Onları nereye kadar koruyabilirim? Onlara ne öğrettim? Onları büyütüyor muyum? Yoksa yetiştiriyor muyum? Aylardır bunları kafasında evirip çeviriyordu. Aklını başına getiren ise yine çok yorulduğu bir günde kulağında çınlayan o cümle oldu. ‘’Oof, akşam ödevimi düzgün yapmadığın için okulda Aslan’a rezil oldum! Neden doğru dürüst yapmadın şunu!’’ Bu hadsiz cümle ile sarsıldığında aylardır aradığı eksik taş yerine oturmuştu. Farkında olmadan üzülmesinler diye onlar için çalışırken; daha  çok üzülecekleri, hatta onlar için çalışanları üzecekleri sebepler oluşturmuştu..

Bu Öykünün Süper Kahramanı Kim?

Çocuğun dahi olsa başkasının sorumluluğunun ondan alıp üstlenmenin hem onun gelişmesini engellediğini hem de kabalaşmasına sebep olduğunu fark etti.  Anne babalar, çocuklarına aslında kötülük yaptıklarının farkında olmadan, üzülmesinler diye tüm imkanlarını seferber ediyordu. Oysa bu onların tüm marifetlerini ellerinden almak değil miydi?

İnsanın bir eksiği olmayınca tamamlamak için de koşturmaz, çaba göstermez ve marifetlenemez. Çocuklar da tüm eksiklerini başkaları tamamlayınca bu dünyaya marifetlenemezler onlar için hizmet edecek birilerini ararlar. Problemi olunca çözüm yolu aramak yerine “bu işi kim halleder?” diyerek dış dünyadan beklemeye başlarlar.

Anne baba olmak, hayatın çocuklara verdiği onların çözebileceği problemleri üstlenmek değildir. Test kitapçığını önümüzde almak yerine kalemi onların eline versek işler yoluna girmez mi? Hemen yarın doğru cevaplar havada uçuşmaz belki ama en azından bir eksiğini fark eder ve onu tamamlamaya çalışır.

O problem beraberinde düşünmeyi, düşünmek irdelemeyi getirir. Hangi çözüm işini görür hangisi ona lazım değil ayrıştırma başlar. Mesele çocuklarımızın öykülerindeki süper kahramanlar olmaya çalışmak değil. Mesele kendi öyküsünün “Kahramanı” olacak çocuklar yetiştirmekte…

Bu Öykünün Süper Kahramanı Kim?

Başka ülkede birçok problemle mücadele veren çocuklara bakınca yaşlarına kıyasla nasıl da güçlü ve marifetliler. Annesiz babasız, onca zorluğun ortasında kardeşine bakmaya çalışanlar, ailesinden kalanların karınlarını doyurmaya çalışanlar, acısı kalbindeyken yüzü gülümseyen çocuklar… Dünyadan nasıl görünür bilinmez ama zafer onların. Bizim evde ise süper kahraman hizmeti alan ama tebessümü mumla aradığım çocuklar… Zafer kazanmadan kazanmış gibi muamele isteyen canım evlatlarım…

Meğer insanın her çözdüğü problem onun zaferiymiş. O problemi sahibi değil de anneler yüklenince yetişmeyen sadece büyüyen çocuklar dünyanın yükü altında ezilirmiş. Zıttın da ise dünyaya meydan okuyacak güçte, problemin de zaferin de sahibi, gerçek süper kahramanlar varmış. Selamın en güzeli onlara olsun…


Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın dününden daha iyi olmasını hedefleyen bir bilgi teknolojisidir.

    İnsanın nasılsın sorusuna standart cevabıdır; "Nasıl olsun aynı." Hayat aslında sandığımızın aksine, dinamiktir ve insan bu dinamikte hep hareket halindedir. Ya ilerleriz ya da gerileriz... İleri gitmekse niyet, beni ileriye taşıyacak bilgilere ihtiyacım var. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanı dününden daha iyi yapacak gerçek bilgiler verir. 

İnsan hakkını arar, ömrü yettiği kadar…
Yani kendi gerçeğini… 
Oysa hak etmek, hakkını aramaktan daha değerli değil midir?
Yani aramak yerine gerçeği, onu dönüştürmek…

YAHYA HAMURCU

Yorumlar

  1. “Meğer insanın her çözdüğü problem onun zaferiymiş”
    Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Kahraman anne baba olmak yerine kendi başına ayakları yere basan çocuklar yetiştirmek. Asıl iyilik bu galiba. Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. İnsan nasıl da iyilik yaptığını zannederek başkalarının marifetlerini elinden alıyor... Kaleminize sağlık 🌱

    YanıtlaSil
  4. Ne kadar anlamlı bir yazı…
    Ne güzel anlatmışsınız…
    Evet, selamın en güzeli onlara olsun🤍
    Kaleminize sağlık😊

    YanıtlaSil
  5. Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı önemli olan başkasının Kahramanı olmak değil kendi hayatının kahramanlarını yetiştirmek 🌹

    YanıtlaSil
  6. Umarım sözleriniz her anneye ulaşır.. 🌼🤍 yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Umarım sözleriniz her anneye ulaşır.. yüreğinize sağlık🌼🤍

    YanıtlaSil
  8. Çok hayatın içinden yaşadığımız olaylar. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Her imkan marifeti köreltir, doğru

    YanıtlaSil
  10. Mesele kendi öyküsünün kahramanı olabilmek ,insan kendi öyküsünde cabaladıkça daha da marifetleniyor..elinize emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  11. Böyle bakınca düşündüm ki acaba etrafımdaki çocukların hatta eşimin bana ihtiyaç duyması sanki bana hayatın anlamı gibi mi geliyor diye... Çünkü kimse bana ihtiyaç duymazsa benim varoluşum boşuna olacak... ama bu hayatta hiçbir şey boşuna olmadığına göre demek ki ben varoluşumu yanlış yerlere bağlıyorum. Yarın ben yokken de iyi insan olabilecek çocuk yetiştirmek için: onlara her gün çözebilecekleri problemler vermeliyim. Hadi düşünelim ama sonra da harekete geçelim :)

    YanıtlaSil
  12. İnsan kendisine dönüp öyküsüne baktığında senin öykündeki kahraman kim? Çok anlamlı bir yazı elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  13. Ne kadar güncel bir sorunumuza değinmişsiniz. Gayet akıcı ve anlaşılır olmuş. Kaleminize kuvvet :)

    YanıtlaSil
  14. Ne kadar da doğru, iyilik yaptığını zannederken çocukların öğrenme becerilerini ellerinden almak

    YanıtlaSil
  15. İmkanlar marifetlendirir mı yoksa marifetsizleştirirmi

    YanıtlaSil
  16. Pek çok konuda uykudayız sanki. Rüya kabusa dönse bile iyi eder zannettiğimiz şeyleri yapmaktan geri durmuyoruz maalesef. Ancak gerçek dünyaya dönünce aslında nasıl bir işleyiş olduğunu fark ediyoruz.

    YanıtlaSil
  17. Mesele büyütmek değil yetiştirmek :)

    YanıtlaSil
  18. Çok güzel yazı. Emeğinize sağlık... Yetiştirenlerden olabilirsek ne mutlu..

    YanıtlaSil
  19. Meğer insanın çözdüğü her problem onu bir üst tura çıkarmak içinmiş

    YanıtlaSil
  20. Bugün ailelerin çocuklarıyla yaşadığı en yaygın problem. İmkanları artırıp onları marifetsizleştirmek. Elinize Sağlık.

    YanıtlaSil
  21. Çocuklar üzülmesin, her istediği olsun derken nasıl da onları marifetsizleştiriyoruz. Biz iyilik sanırken aslında kötülük yapıyoruz. Elinize Sağlık, çok faydalı bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  22. İnsanın her çözdüğü problem onun zaferiymiş… ne güzel bir anlatım, kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder