NE KADAR DEĞERLİYİM?...
Gözü sürekli telefonundaydı. “Yine
aramadı, oysa kaç defa aradım ben onu. Hiç olmasa bir mesaj atsan yavrum.” dedi
kısık ve üzgün bir sesle Neriman Hanım. Kızına verdiği değeri kendisi kızından
göremiyordu… Başka annelerin kızları
annelerini arıyor ve ne kadar güzel ilgileniyorlardı. “Beni değil de Mukadder
teyzesini arıyor ne hikmetse…” Mukadder mahalleden komşularıydı ama sanki
kızının annesi oydu! “Kızıma söylesem de kabahatli yine ben oluyorum. Zaten
eşim de aynı, kızım da aynısını yapmış çok değil aslında.” Bu düşüncelerle
içerliyordu Neriman Hanım en yakınındakilere. Eşi de kendi ailesine daha çok önem
veriyor, gittiği kursta hoca en yakın arkadaşına ondan daha çok ilgi
gösteriyordu… “Çok mu şey bekliyorum? Arkadaşlarıma gösterilen ilgiyi, alakayı
neden ben göremiyorum? Hani derler ya buradan köye yol olur? Gerçekten olur…
Kızım beni gerçekten sevse aramaz mıydı ki?” düşünceleri Neriman Hanım’ın gün
içinde neşesini almaya yetiyordu.
Birkaç yıllık evli olan Sevgi de
Neriman Hanım gibi değer görmemekten dertliydi… Eşinin ailesinin kendisini
aileden biri gibi görmediklerini ve bir karar alınacağı zaman onun fikrinin
alınmadığını düşünüyordu. Oysa evlenirken böyle olabileceğini hiç tahmin
etmemişti. Eşinin ailesiyle daha sıcak bir ilişkisi olacaktı… Çünkü kendi
ailesinin en çok ilgi gören çocuğuydu. Herkes evde hep ona ilgi göstermişti.
Bir şey alınacağı zaman onun fikrini alırlardı. Evlenmeden önce babası eve
tadilat yaptırırken bile avizeleri seçmek için annesini değil de kendisini
götürmüştü. Yine aynı şekilde ilgi göreceğini umuyordu evlendiği ilk zamanlar. Çayını
yudumlarken kayınvalidesinin evinde çay servisi yapan eltisine bakıp “Ona davrandıkları
gibi bana davranmıyorlar, ona daha sıcak davranıyorlar bana daha mesafeli,
neden böyle olduğunu anlamıyorum. Hatta onların çocuklarına gösterdikleri
ilgiyi benim çocuklarıma göstermiyorlar. Ben her şeyin farkındayım.” diye yakınıyordu
içinden.
Ayla da çalıştığı iş yerinde
arkadaşları ve yöneticisi tarafından değer görmüyordu. Mesai arkadaşlarının
yanından gülüşerek geçip kahve içmeye gitmeleri epey canını sıkmıştı. Teklif
dahi etmemişlerdi. Yönetici olduğu eski iş yerinde çalışanlar onu her yere
davet ederdi. Nikah şahidi bile olmuştu. Ama şimdi bak: “Kahve molasında bana
haber vermiyorlar, beni içlerine almıyorlar, bakışlarında bile bir kinaye
sezinliyorum. Çok şey mi istiyorum canım? Akşam birlikte çıkıyorlar beni de aralarına
alabilirler yani.” düşünceleri kafasının içinde dönüp duruyordu.
Ya Remzi amca, o da arkadaşlarından
şikayetçiydi… İmkanlarını arttırmıştı, daha çok parası, daha çok malı olunca itibarının
artacağını düşünmüştü ama çalıştırdığı kişiler işten ayrıldıktan sonra
kendisini hiç arayıp sormaz oluyordu nedense… En son işten çıkardığı muhasebe
müdürü Fazıl Bey’in işten ayrılıp kendi bürosunu açtıktan sonra hiç kendisini
arayıp sormaması da düşüncelerinde haklı olduğu hissettiriyordu. Yalnız başına
makam koltuğunda otururken: “Benim imkanlarım, gücüm onlardan daha fazla,
dolayısıyla onlardan itibar görmem gerekir. Çünkü onlardan her anlamda
ayrıcalıklıyım… Aman canım onlar ne anlar.” diyor ama bir yandan da insanlardan
beklediği şeylerden vazgeçemiyordu. Yine
de kendisinin haklı olduğuna kendisini inandırmaya çalışıyordu.
İnsanın değerini ne belirler?...
Parası, malı, makamı ya da ailesi mi? Yoksa yaptıkları, değer verdikleri ve
ilkeleri mi?
Değer görmeyi bekler insan… Çünkü insanların ortak meylidir değer
görme isteği…
Ne kadar takdir edilir ne kadar beğenilir
ne kadar iltifat alır ve sevildiğini duyarsa o kadar değerli hisseder
kendisini…
İnsanoğlu doğduğu günden itibaren
bekler, anlaşılmayı, sevilmeyi, saygı görmeyi, düşünülmeyi ve hatırlanmayı…
Bu istekleri karşılandığında mutlu,
karşılanmayınca da mutsuz olur…
Peki, hiç düşündük mü bu değeri
beklerken “Biz ne yapıyoruz?.” diye
Doğada kendisine özel ilgi isteyen bir
çiçek bulunmaz. Toprak su ister ama karşılığında ürün verir. Kuşlar ağaç
dallarına yuva yapar ama karşılığında ağacın tohumlarını dört bir yana saçar. Hayatın
içerisinde bir denge var değil mi? İnsanın değer beklerken yapıp ettikleri de
önemli. İnsan hedeflerine ulaşabilmek için karşısındakinin ihtiyacı olan neyse onu
karşılayabilmeli. Karşıladığı ihtiyaç kadar değerli çünkü.
Dolayısıyla bu kadar başkalarından
beklerken, başkalarının beklediğine kör olabilir mi insan?
Günümüzde çok moda bir deyim var..
“Önce kendini sevmelisin ki başkaları da seni sevsin. Sen değerlisin… Sen
kendine değer vermezsen kimse sana değer vermez.” Bu noktada bir şeyi kaçırıyor
olabilir miyiz? “Değer görmek isteyen İNSAN kendime hangi değerleri kattım?”
sorusunu hiç sordu mu?
İnsan ilişkilerinde İhtiyaç Karşılayabildiği Kadar
Değerlidir…
İnsan zaman zaman kendisine şu
soruları sorabilmeli ki değerinin ölçüsünü bulabilsin: “İnsanlara ne kadar değer verdim?
Onların ihtiyaçlarını ne kadar fark ettim ve karşıladım? Bana ihtiyaçları
olduğunda yanlarında oldum mu? Onları anlamaya çalıştım mı? Deneyimselleştirebildim mi başka hayatları ve yaşadıklarımdan bir şeyler öğrenebildim mi?”
İşte, Neriman Hanım, Sevgi, Ayla ve
Remzi Amca’nın gözden kaçırdıkları ŞEY tam da buydu…. Beklediklerinin
karşılığını görememekten yakınırken dönüp hiç kendilerine bakmadılar.
Değer kazanılan bir şeydir. Onu
KAZANABİLMEK İÇİN insana, hayata emek vermeli ki değer görebilmeli…
Kaleminize sağlık. Değeri insan hep başkalarından bekliyor. Ama kendi yaptiklarimizla nenkadar da iliskiliymis.
YanıtlaSilÇok anlamlı bir yazı olmuş, biz ne kadar birilerinin yanında olabiliyoruz... Kaleminize sağlık
YanıtlaSilİnsan emek vermeden yemek istiyor.lokma bile çiğnemeden yutulmuyor. Sevdiklerimize ne kadar zaman ve emek harcasak o kadar karşılığını alacağız.cunku hayatta boşluk yok.yaradalanı sev Yaradan dan ötürü
YanıtlaSilBeklemek gerçekten ne kadar da aşağı çekiyor insanı. Farkında bile değiliz. Elinize sağlık. Üzerine düşüneceğim.
YanıtlaSilİnsana kendinden çıkıp, başkasını değerli hissettirimce kendi değeri de artıyor ve biliniyor, çok keyifli ve anlamlı bir yazı, elinize sağlık...
YanıtlaSilİnsanlar bu zamanda değer görmek için her şeyi yapar hale geldi neredeyse. Eğer oradan menfaati varsa kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali döktürüyor ne varsa elinde. Menfaat bitince bu sefer verilen değer de yok oluyor haliyle. Gerçek şu ki insan değerini kendi yaptıklarıyla elinde tutar. Değerini bilmeyenin yanında da durulmaz, araya mutlaka mesafe konur. Değerli olup değer verenlerin değerini anlamak duasıyla :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilBiz sadece bekliyoruz oysa yapabileceklerimize bakamıyoruz…
YanıtlaSilÇok anlamlı, çok güzel...
YanıtlaSilÇok anlamlı, çok güzel... Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilİnsanların ihtiyaçlarını karşılayan insanlar da bazan değersiz hissedebilir. En önemlisi denge. Dengeli bir yaşam, sizlerin de dediği gibi...
YanıtlaSilHep değer bekleyen ama değer vermekten korkan çağımız insanına güzel bir öğreti olmuş elinize sağlık 🌹
YanıtlaSilSeverken öyle seveceksin ki sorgusuz, sonsuzca karşılığını beklemeden. Karşılık beklediğin hiç bir şeyin tam karşılığını alamaz insan. Beklenti ne kadar az yada yok hayat daha anlamlı ve güzel. Beklenti yok iken, az bile olsa zaten o sana çok olur. Elinize sağlık bu güzel yazı için:)
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilKaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilÇok güzel ifade etmiş yazı gercekten ne kadar değerliyim ?
YanıtlaSil🙏
YanıtlaSilGünümüz insanı kendini dünyanın merkezi olarak görüyor ve her şeyin en iyisine , en güzeline layık olduğunu düşünüyor . İşleri rast gitmediğinde sürekli yakınıp şikayet ediyor. Yazınız o kadar gerçek ve gerçekliğiyle orantılı olarak kıymetli ki ...
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Değer görmek için ne kadar ve ne yaptık? Görmediklerimizin farkına varılması konusunda önemli bir yazı olmuş. Teşekkürler
YanıtlaSilİnsan denen canlı vermeden almaya kendisini ne kadar da muhtaç hissediyor. Okuyunca canım yandı biraz... Verdiklerime mi, beklediklerime mi üzüleyim bilemedim...
YanıtlaSilHep değer görmediğimizden yakınır dururuz değil mi? İnsana, hayata ne kadar emek verdiğimize dönüp bakmayız gerçekten. Egomuz rahat bırakmaz bizi. Hep biz değerli olmak isteriz. İnsan ilişkilerinde karşımızdakinin ihtiyacını karşıladığımız kadar değerli olduğumuzu unutmayacağım.👍🌺
YanıtlaSilİnsan değer verdikçe değerlenir. Ver ki vermediğini göresin al ki alamadığını göresin…
YanıtlaSilDeğer vermek ve değer bulmakta
YanıtlaSil